Blog

Yargi reformunda , yargicin egitimi….!

Degerli Arkadaslar,

Yargi reformunda en onemli unsur, ehil ve bagimsiz yargi mensubudur… Yargic egil ve bagimsiz olmazsa ne yaparsaniz yapin adil yargilamayi saglamak mumkun olmaz, yargic hem ekonomik olarak hemde yonetimsel anlamda bagimsiz olmalidir…

Ehil yargici bulmak icin amerikalilar soyle bir uygulama yapmislar..


Hukuk egitimi 4+ 3 yil … Normal universiteyi bitiren bir kisi uc yillik hukuk egitimi alarak hukukcu olabiliyor ancak bu kisileri belli surelerde  yeterlilik imtihanina tabi tutuyorlar..

Boylece kisinin muntazam olarak kendini yenilemesi ve yenilikleri takip etmesi gerekiyor…


Bitirme imtihanini kazananlar , iki yillik ihtisaslasma bolumlerine girip , ihtisaslasmis yargiclar yetistirilmelidir..


Imtihani kazanamayan hukuk mezunu kisiler isterlerse mahkemelerde eleman olma hakki verilmeli ve burada paralegal diye tabir edilen hukuk yardimcisi gorevine getirilmeli bu kisilerden adliyelerde ve avukat yardimciliginda yararlanilmalidir.

Buda kalitenin artmasina sebep olacaktir..

Yargida ehil hakimi yaratacak olan Hocalardir, bugunku hocalarimiz ne yazikki sermayenin adami olmus degil onlara hocalik vermek elini vermiyecegin adamlardir ve bunlar ortada saygin ve guvenilir insan olarak dolasmasi utanc vericidir..

Tuccar hocalardan ulkeyi kurtarmak gerekir, hocalik muessesesinide ehil ve ekonomik bagimsizligini vermezseniz onlarda ehil ve bagimsiz talebeler yetistiremez..

Okullarimiz bilirkisilik muessesinde eleman yetistirecek hale getirilmelidir.. Hakimin yetkisine giren alanlarda bilirkisiye dosyalar yollanmamali ve bilmez kisilerin bilir kisi olmasinin onune gecilmelidir..

Amerika sunlari iyi yapmis


1. Sehrin en guzel binalarini adliye saraylari haline getirmis,


2. Butcelerinden adliyeye onemli bir pay ayirmis ..


3. Avukatina ve yargicina ekonomik bagimsizligi saglamis ..


4. Teknolojinin tum imkanlarini yargiya getirmis .


5. Yargi erkine anayasa ile bagimlilik degil bagimsizlik vermis …


6. Yargi kararlari her zaman dogru ve mukemmel olmasada , sokaktaki insanin yargiya guvenini saglamis …


7. Icerde yerimiz yok simdilik bu kisiler disarda kalsin demek yerine , ceza evleri sayisini arttirarak sokagi rahat ettirmek icin suc isleyeni iceri almis..

Buna ragmen bugun dosya sayisi anormal arttigi icin artan dosya karsisinda hukukun ne hale geldigini gormek icin Amerikayi gormek yararli olacaktir..

Bizim hakimlerimizi ” Ehil , bagimsiz yapsanizda onlarin ustundeki is yogunlugunu azaltmadan onlara guveni tekrar yerine getirmeden , dogru ve guvenli yargilamayi saglamak mumkun olamiyacaktir.. “

Bugun yapilan yargi reformu degildir bugun yapilan yargi reformu yapiyoruz diyerek yargiyi ele gecirme operasyonunda kamu oyunun gozunu boyamaktir..

Yargi reformunu isteyecek olan siyasi iradeler veya muhalefet degildir bunu isteyecek olan kamu oyudur, yargi her turk vatandasi icin potansiyel tehlikedir .

Adalet piyangosu onlara vurdugunda , baslarlar aglamaya , ama bunun arkasindaki nedenleri arastirip..

Bu karari veren hakimin hangi siyasi baskilarla bu karari verdigini dusunmezler, bu karari veren hakimin ehil olup olmadigini dusunmezler, bu karari veren hakimin organize cetelerin icine karismis oldugunu dusunmezler , hakimini ehil ve bagimsiz yapmak icin mucadele etmeyen nesiller kendileri ehil ve bagimsiz olamaz diyerek yazimi bitirmek istiyorum..

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

Deprem uzerine 2 eylul 1999’da yazilmis yazi ve sonrasi !

Asagidaki yazi 2. eylul. 1999’da kaleme alindi ve Egemenlik ulusundur sitesinde yayinlandi … 


Deprem olali henuz 15 gun olmustu ve yurt disinda olmam , ulkenin sistemini yasamis biri olarak o gunlerde bu yaziyi kaleme almistim !!

Ne yazikki korkularimizin hepsi gerceklesti, sistem kendi kendini yargilamak yerine , sucu bir gunah kecisine atti…

Suca karismis sistem kendini suclu ilan etmek yerine, 40.000 kisinin olumunu tek kisiye bagladi ve vurun kahpeye filmi bu sekilde tamamlanmis oldu… 

Turkiye hala kirli elini temizleyemedi… Ceyhan depreminde gozunu kapatan yargi , bu depremdede sinifta kaldi…


 Adalet mulkun temeli olmasi gerekirken ehil olmayan yargi olayi zaman asimina soktu ve sistem kendini yargilayamadi, yapanin yaninda kar kaldigi muddetce yeni depremlerde daha cok insanimizi kaybedecegimiz kesindir… 

Nerde hata yaptik ve ne yapmaliydik diyen yargi mensuplarina ithaf olunur, iyice okusunlar , sonra ne yapacaklari icin sistemi yeniden kesfetmek yerine deprem icin ihtisas mahkemesinin kurulusunu tamamlayip , bu bolumu simdiden ihtisasli hakimler yerlestirip , ozel olarak egitilmeli ve depremde zararin asgariye indirilmesi icin koruyucu yargi vazifesini yapacak yeni bir duzenleme getirilmelidir..


4 yillik insaat alaninda egitim almis birinin 3 yillik hukuk egitimi alarak pazarda insaat yapmis , denetimde bulunmus ihtisasli kisilerin ozel egitimle deprem mahkemesi hakimleri oldugu ulkede o hakimler denetimi ozel yapar, mesele deprem olduktan sonra cozum degildir, deprem olmadan koruyucu hakimlik yapmaktir onemli olan .. 

Hic bir sey icin gec degildir, olenlere rahmet , yakinlarina sabir diliyoruz yeni insanlarin olmemesinde koruyucu hakimligin gelmesini ve deprem anindada bu ehil mahkemenin yapanin yaninda kar kalmayacak duzenlemeyi yapmasini bekliyoruz…

2.Eylul. 1999’da kaleme alinan yazi..

——————————————-

Depremden zarar goren insanimiza
” Devlet varmis, Devletime guveniyorum ” dedirtebilirsiniz!

Mevcut koalisyonun ulkede 5 yil kalmasini saglamak icin deprem konusunda zarara ugrayan vatandaslarimizin zararlarinin tazmini icin gidilen yolu yanlis buluyor ve bu sorunun ancak ” Bagimsiz , ehil kisilerden olusan ozel yetkilere tabi bir mahkeme ile cozulmesinin sart oldugunu ” soyluyorum.

Hukumetimiz bunu yapabilirse hem saibelerden kurtulacak hemde buyuk puan toplayabilecek ve devletin itibarini sarsmayacaktir. Su anda ulkede yapilmak istenen, (birer) “gunah kecisi ” bulunup dikkatlerin o yone cekilmesi ve gercek suclularin gizlenmesine aracilik edilmesidir.

Cunku, su anda suclu aramak icin yapilan calismalar cok komik, suclu aranmiyor, “organize suc cetesi” sucu gizlemek icin olayin yonunu degistiriyor. Buna musaade etmeyecek bagimsiz, ehil ve guvenilir kisilerden olusacak “ozel bir mahkemenin olusmasi ” gerekmektedir: a) Suclulari yargilayacak olan kurum hala suca istirak etmislere bagimli bir kurulus. b) Bu kurumda munhasiran bu dalda ehil cok az kisi var(dir). Su anda bu gorevi yapmakla gorevlendirilenler gerek psikolojik, gerek yoreye yakinlik , gerek vasiflari, gerekse de depremden etkilenmeleri nedeni ile bu gorevi yapamazlar. c) Adliye bilirkisileri ehil degil . Halki bir cok dava acmaya yonlendirmekle bu davalar karistirilmak isteniyor .

Dava acilma suresi icin bir yil vardir. Cok dava actirarak icinden cikilmamasini saglamak istiyorlar. Bu bence organize bir hareket. Uc dava acilir ve bunlardaki netice digerlerine emsal olur. Cunku bu davada belli kisilerin yargilanmasi icin gecilmesi gereken onemli (asamalar) vardir . Hafizasi guclu olanlar Abdi Ipekci ve Ugur Mumcu cinayetlerinin nasil cozulmemek icin kapatildiklarini dusunurlerse yargiya bagimli olmayan ve ozel yetkilerle donatilmis bir mahkemenin bu konuda ne kadar gerekli olduguna inanirlar. Her ulke kendi pisligini kendi bagimsiz mahkemelerinde temizledi. Onlar(in eline gecen firsatlar) bize de geldi. Ama biz tum dunyada Basbakanlarin bile iceri girdigi beynelmilel yolsuzluklari ” kurumlari koruyalim” diye ortaya bile cikarmadik. Yerli firsatlar da cikti, ama hic birini degerlendirmedik . Ne ISKI ne de SUSURLUK hic birini degerlendirmedik. Cunku “gunah kecileri” bulmakla vakit gecirdik. Onumuze bir les attilar , hayvani hislerimizle onunla oyalandik.

ISKI tam anlamiyla siyasetin kara paradan beslenmesi idi. Ne oldu ? Siyasi parti gelirleri zaptirap altina mi alindi? Hayir, alinsa idi kara paradan arinmis bir siyasi parti is yapabilirdi . Simdi kara para ile iktidar olup sonra da onlara devletin varliklarini mecburen dagitmak zorunda kaliyorlar . 

Susurluk olayinda bagimli mahkeme hic bir sey yapamadi cunku biraz ileri gitse olayin icine belki 500 meslektasi girecekti. Insan kendi kendini yargilayabilirmi? Biz Susurluk’u yaratan sisteme “kendini yargila” diyerek kendi kendimizi kandirabilen bir milletiz . Suclu kendini yargilar mi?

Iste depremde de ayni olayla karsi karsiyayiz . Lutfen bu olayin da ,tabiri caizse , “icine etmeyelim”. Cozum nerede diyeceksiniz ?

Ozel bir mahkeme bu konuyu cozer . Cunku bu sorun nerden kaynaklanmis , basindan itibaren alacaktir: a) 1/25000 (olcek)ler hazirlanirken gorevi ihmal ve bu yerlerde “konut yapilabilir raporu” verenler, b) Belediyelerin , teknik adamlarin ve denetim elemanlari sorumluluklari, c) yapicinin ve teknik ekibin sorumluluklari ve projeye uygun malzeme kullanilmamasi ve yapimdaki teknik elemanlarin sorumluluklarinin tayininin tespiti…

Bu mahkemeye secilen uyelerin, bilirkisilerin , katiplerin, korumalarin , basin burosundaki gorevlilerin bile ozel yontemle tayini sarttir. Bu kisilerin tayinininde uc unsur onemlidir:


Siyasete yakin olma(malari), uc nesil aile(lelerinin) servet beyanini verebil(meleri), bu konularda ehil ve tecrubeli olmalari sarttir. Cunku, bu davada oyle kisiler (saklanmaya) calisilacak ki bunun baska caresi yok . Bu davalardaki sonuclar bizi 21. yuzyila hazirlayacak ve (bunda) iyi sinav verirsek, bu sinifi gecersek “depremde 40 yil geri gittik” diyenlere benim tek cevabim (olacak). Biz sistemi yeniden yapilandirmakla 40 yil ileri gideriz. Olen vatandaslarimizi bir daha geri getirmek imkanimiz olmadigi gibi bu acilari dindirmek icin de bu olayda kusur ve kabahati olanlari da linc edilecek insanlar gibi hedef gostermiyoruz .

Onlarin kusurlarindan dolayi maddi odeme yapmalari ve itibarlarini kaybetmeleri zaten (onlara) en buyuk cezadir. Bir de bu insanlari ekonomi ve toplum disina itici faaliyetlerden (sakin)mak gerek.

Kin , nefret ve oc alma duygularimizi frenlemeliyiz.

Suclular, ama gercek suclular dogru ve guvenli yargilama yolu ile hurriyeti tehdit unsurunu her zaman (goz onunde bulundurup) bunlarin da is gorme yeteneklerini elinden almadan, bunlarin da birer aileleri ve bakmakla yukumlu kimseler oldugunu dusunerek hareket edilmesi gerekir.

Gaye uzum yemektir, bagci dovmek degil . Simdi en kolay yol olan “delilleri karartiyor” diyerek adamlari iceri atmaya kalkismanin da bir cozum olmadigini soylemek isterim. Cunku ortada karartilacak bir delil yok .Video filmler ve fotograflar bile tek basina bir delil. Ornek almak tam bir komiklik : Birisine yap demisler, (simdi) herkes birbirini kandiriyor, dostlar alisveriste gorsun. Sen ulkeye Ukrayna’dan demir gelmis, onay vermissin sonra “bu mal TSEK ozelliklerine sahip” dersen , bak iste (o zaman) icinden cikil (amayacak) basli basina bir sorun (yaratirsin). O yuzden boyle sacmaliklari birakmak lazim . Bu nedenle her deprem bolgesindeki Adliyede sadece uc emsal dava acilmasi yeterlidir. Nasil Apo’yu her gun yargiladiksa bu mahkeme de ara vermeden ayri bir yerde bagimsiz olarak isini yapar ve cok kisa surede kararlar cikar. Bu kararlar diger davalar icin emsal olur, diger davalar buna gore acilir ve bir kac celse ile karara baglanir. Aynen mal beyani vermeyen dosyalarda hakim nasilsa gunde 300 davaya bakiyorsa , bu davalarinda da secilecek ozel mahkemenin kararlari diger mahkemelere emsal olur ve hic degismez . Degisen sadece rakamlar olur .

Halka 50.000 adet dava actirmak da ne oluyormus ? Ehil olmayan bilirkisilerle (ve) ehil olmayan aletlerle yapilan raporlardan sonra , iyi avukat tutan ve hukukun bosluklarindan yararlanan Muteahhit sucsuz olacak! Bu normal degil!

Veya su anda malum bir Turk buyugumuzun acmis oldugu hukuk burosu ile Adalet ozellestirilmeye calisilacak, devletin yapamadigi tahkimi bu arkadasimiz sozde 15 avukat var deyip, masalarda adamin agzina silahi dayayip, “adam sizin zararlarinizi karsilayacak ” denecek. Siz buna sistem mi diyorsunuz ? Biz sistemi duzeltecegiz derken gozununuzun onunde olan bu olay(lar)a nasil musaade ediyorsunuz?

Oldu olacak adaleti ozellestirelim!!! Saka bir yana , bu devletin iflasi olur. Buna kimsenin musaade etmesi dusunulemez.

Her evin tek tek analizine gerek yok. Yerden ve havadan filmler alinsin, diger acilacak davalar emsal olur. Cunku bu konuda fay hatti haritasi elde , bunlar bilgisayarla haritanin ustune oturtulur. Ayni fay hattinda yikilmamis bina(lar) var, digerleri yikilmis. Bunun icin rapora ne gerek var? Is mi yapacagiz, (Gosteri) mi yapacagiz? Ayni sokakta yan yana iki ev var: Birisi saglam, digeri curuk. Bunun icin (kani)mca rapora gerek yoktur. Tabi ki daha pratik yollar da bulunabilir. Mesele is karistirmak degil, pratik olarak is cozmektir. Simdi, adam bir ev yapmis ve bina cokmus; bu adam dava acsa, ” ben ehil adam degildim, bana bina yaptirmakla devlet kabahatli(dir)” dese, bu davayi dogru dusunebilen kafalarin mantiginda kazanir. Ama bizim mahkeme(lere) gore sucludur . Manava, bakkala, saire “parasi vardir” diye muteahhitlik yaptirirsak sonuclar ortada. Iste bu sistemin yeniden yapilanmasi olacak(tir). Sanirim, bu muteaahhitlerin yaptigi zararlarda Devlet de sorumlu olacak ve bunun bedelini odeyecek(tir). Biz sadece, insan(lari)miza kaybettiklerini(n) maddi olarak ode(nmesini) ve “Devlet varmis!” denmesini istiyoruz.

Bugunku mahkemelere birakirsak:

Bizdeki mahkeme kararlari dunyada hic bir standarti olmayan kararlar(dir). Ayni konuda yuzlerce adet degisik karar verebilen (mahkemeler) bir tek bizde vardir. Bu davalarda da (boyle) olacagi(ni) soyleyeyim. Bizim, ornegin , meshur uc muteahhidimiz, hic suclu bulunmayacak(lardir). Oyle mahkeme kararlari ve oyle raporlar olacak(tir) ki ortaya 1000 adet degisik karar ve rapor cikacak(tir) .Meclis olayinda (kimsenin) gozunden kacmamistir . Meclis baskanimiz suclu bulundu, fakat Adliye ile ic ice olan iki insaat sirketi hakkinda dava bile acilmadi! Bunlar komik seyler.

Iste bu kadar basit bir olayda (bile) bizim siyasilere bagimli ve zaten yeterli hukuk egitimi alamamis hakimlerimiz, bilirkisilerin ve siyasilerin kuklasi olur(lar). (Yilda bir kere konusmakla yargi adami olunmaz. 15 gun davaya cikmazsin, yarginin bagimsiz olmasini ve yargi uyelerine sendikal hak getirilmesini ve maaslarinin milletvekili maaslarina esit olmasini saglamayan bir kuruma benim saygim yok(tur).Once insanca yasayacak bir maasi alacak, kendi bagimsizligini saglayacak, sonra da kendi icindeki pislikleri kendi temizleyecek. Cunku siyasetle o kadar vicik vicik oldular ki bir gun evvel milletvekillegine adayligini koymus kisi ertesi gun mahkemeye cikiyor, “tarafsiz olacagim” diyor. Yok boyle bir sey ve olamaz da! Herkes gozunu acsin boyle gelmis boyle gitmeyecek!

Bilirkisi konusuna gelince :


Bilirkisi adi verilen kisilerin de yaptiklari isler nedeni ile ad(lari) “esasinda bilmez kisi(ler)dir “. Bizim memleketde ne kadar is bilmez ( bir kac istisna idealist haric ), bir baltaya sap olamamis adam varsa, siyasilere yakinligiyla “bilmez kisi iken” “bilir kisi” olmustur.

Ne yazik ki hakimlerimiz dosya bile incelemez , hukuki olaylari bile bu bilirkisilere yollar(lar). Yani hukuki (bir) konuda bile hakim (in) (kendisinin) karar vermesi gerekirken bu konuyu bile bilirkisiye yollar ve hakim, “efendim, ne yapayim bilirkisi boyle karar verdi” deyip karari basar . Mahkemede karar veren bilirkisiler mi, hakim mi bilinmez.!

Iste, Turkiye deprem felaketini, (onun) sistemin islemeyen yerlerinden kaynakladiginin tesbiti ve ilerde daha buyuk depremlerde daha buyuk can kaybi olmama(si) ve icindeki pisli(kleri) temizleme sansi gibi bir kazanca donusturebilir.

Cunku, dogru ve guvenli bir yargilama neticesinde Turkiye’de “yapanin yaninda kar kalmadi” imaji ile devlet itibar(ini) yenileyebilir. Bizim en buyuk ihtiyacimiz devletin itibaridir. O itibarli olursa bu itibar hepimizindir. Hedef onun itibarinin (korunmasi /yukseltilmesidir).

Saygilarimi sunarim.

Mujdat guler – 2 Eylul 1999

Amerika – Turkiye ekonomik iliskileri….!

Degerli Arkadaslar,

Amerika dis ticaret aciginda dunya rekorunu elinde bulunduran bir ulke.. Sattigindan cok daha fazlasini aliyor… Amerikanin dis ticaret acigi vermeyip ,  arti verdigi ulkenin Turkiye olmasi bu konuda bazi carpikligin oldugunu gosteriyor….

Sorunlari iyi tespit etmek gerekir  uretimin , dis ticarete ve ozellikle Amerikan pazarina uygun olarak duzenlenmemis olmasi ve Atlantik otesinde yapilanmamis olmamiz bu ulkeye 50 milyar $ lik mal satmamizi engellemekte..

 Once bir nerdeyiz ona bakalim sonrasinda cozumleri konusalim ..

Bugun Turkiye gelismis  bankaciligi , gelismis mutesebbisi, mukemmel lisan bilen beyin gucu , haberlesmede geldigi yer  ile uretim ve  dis ticaret icin onemli alt yapiya sahiptir…
Kaynak , hammadde , enerji maliyetleri, vergi ve verimlilik sorunlari vardir..

Tepeden baslamak uzere, yatirim ortaminin iyilestirilip, tesvikleri arttirip , mutesebbisin arkasinda hem devlet hemde kamu oyu olarak destek verirsek, insaatcilik , faizcilik ve gunluk isleri one cikarmak yerine, sanayicileri ve ihracatcilari ulkenin bas taci yapabilirsek ;

Dis ticaret yatirimciligina soyunacak global dusunebilen ve hedefinde malinin onemli bir kismini ihracaat yapacagim diyerek yanina yabanci ortagi alan , kurulus yerini iyi tayin eden mutesebbislerimiz olacaktir..

Cozume bakarsak..

Bugun Amerikan pazarinda yepyeni bir yapilanmaya gitmek gerekir..
Bunu yapabilmek icin olmazsa olmaz denilen uc hususu planlamak ve yapmak gerekir..

a. Mevcut tesislerden bu pazara ihracaat yapabilecekleri tespit edip onlarin mallarini Turkish Trade centerlar ustunde pazarlama projesi ..( Amerika’ya amerikali sirketle, amerika’li saticilar ve ic ticaret sartlarina gore mal satilir , uzaktan yonetim ve dis ticaret modeli amerikada islemez)

b. Amerikada mevcut dar bogazdaki tesisleri alarak buradan ic pazara mal satma projesi ..( Amerika
ucuz enerji , satin alma gucu, enerji maliyetleri , risk sermayesi, vergi ve verimlilik avantajlari ile  dunyanin uretim cenneti olmaya adaydir, cinde yetismis mutesebbisini , cinde olusan sermayedar ile birlikte ulkesine ithal edecektir, iste Turkiye bu yol ayriminda eger bu ise Amerika’dan baslarsa sonucta ortagi ile hem turkiye’de hemde dunyada daha onemli isler yapabilir , baslangic amerika olmasi avantajlar saglar)

c. Amerikalilarla ortak projeler gelistirerek , amerikan pazarina mal satacak yeni tesislerin yapilmasi …
( Ben dunya markasi olmayacagim, ben olusmus Ford gibi markalarla is yapar, tasaronluga devam eder, risk almadan cok buyuk paralar kazanmak isterim diyenler aynen Ford modeli gibi bu ulkeki onemli sirketlerin markalari ile turkiyede uretim yapabilmek mumkundur orada yatirim yeri, kapasitenin tayini , yonetim seklinde teslim olmak ve onlarin istedigini tamamen verip, siyasi , ticari ve mali olarak iyi yardimcilik yapabilmeyi kabul etmektir buda onemli bir istir , amerikalilardan ogrenilecek cok sey vardir , oncelikle bunu iyi bilmek gerekir )

Bunlarin hepsi kisa , orta ve uzun vadeli projelerdir..
Atlantik otesinde uyeleri  TOBB , DEIK, TUSIAD ve Yatirim ajanslari ve ekonomik koordinasyon kurullarindan ve Amerika’daki kurulmus ticari organizasyonlardanda uyelerin olusturdugu , ayrica bugun Amerika’da onemli ticari faaliyetler ustlenen Tacci , Tuskon , Atcom v.s gibi kuruluslarda bu organizasyona uyeler vererek dort onemli eyalette milli bir politikanin olusturulmasina calismalidirlar..


Bu organizasyonu idare edebilecek tecrubeli bir icra kurulu  hukumete konunun cozumunu getirebilecektir.. Hepsinin icinde bulundugu bagimsiz bir yapilanma cok adam yerine mevcut yapilarin adamlarini kullanip gorev dagilimini dogru yaparak bir koordinasyon makami olarak buyuk isler cikartabilir… 

Bugun yapilan siyasetin , cemaatlerin basi cektigi  organizasyonlarin  pesinden gidilen projelerde buyuk basari gelmez, hepsi dogru isler yapmaya calisan , zamanlarindan vakit  ayirip , hem kendilerine hemde ulkeye katki yapmak icin ugrasan insanlar ama bu daginik yapi bizi G7 ler icine tasiyacak amerikaya yilda 50 milyar $ mal satabilecek takim olamazlar, hepsi birbirinden ayri , dar butce, dar kadro , dar vizyon ve sinirli sayida imkanlarla cok zor isleri yapmaya soyunmuslardir , olmadiginin ispati rakamlardadir ve bu yapilanma ile bunlari saglamakta mumkun degildir, cok iyi bir butce, mukemmel bir kadro, iyi yapilanma olmadan fidani dikmeden bu isten meyve almak mumkun degildir..

Turkiye Turizm, saglik, Savunma , Insaat ve Gayrimenkul sektorununde bu proje kapsaminda entegre olarak degerlendirildiginde iki ulke arasindaki karsilikli ticaretin 100  milyar dolarin cok ustunde oldugunu gormek mumkun olacaktir..

Turkish trade centerlar, ayni zamanda Turizm, saglik , savunma , insaat , sanayi ve Emlak’in merkezleri olacaktir, bunlar tanitim gorevini iyi yaparlarsa 365 gunluk sabit fuar gibidir ve sonucta bu sabit merkezler bizi cok onemli yerlere tasir..

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

guler1@aol.com

Bill Clinton Orlando’da ……!

Onu ilk defa 1996 yilinda gene Orlando’da gorme sansina sahip olmustum… Kasim 96 secimlerinden once Orlando’yu ziyaret etmisti…

 Butce aciklari yaklasik 226 milyar dolar seviyesinde idi , kendisine bir dort yil daha sans verildigi takdirde iki yil icinde denk butceyi yakalayacagini ve kendisinden sonraki Hukumete arti butce birakacagini soz vermisti…

 Konustugum bir cok insan bunun imkansiz oldugunu amerika ekonomik tarihinde denk butcenin bir hayal oldugunu soylemisti..

 Ama sn. Bill Clinton dedigini yapti , ustelik butce denk hale geldiginde 1998 senesinde bu sozu verdigi Orlando’da gene tum Amerikan halkina seslendi ve butcenin denk hale geldigini bildirdi..

2000 senesinde iktidari sn. Bush’a birakirken Amerika’da butcede sanirim 135 milyar dolarlik bir arti bakiye vardi..

 Sonra ne olduysa oldu Amerika 8 yil icinde denk butceden vazgectik yaklasik 850 milyar dolarlik bir butce acigi verir hale geldi…

Kucaginda bu cocugu bulan yeni Hukumet once hastalik nereye bulasmisti onun teshisine giristi ve bana gore henuz hastaligin teshisi tam konulamadi…

Enkazin boyutlari tam olarak tespit edilmis vaziyette degil… Amerika su anda ekonomik depremin hasarlarini tespit etmeye calisiyor ama hayat devam ettigi icin enkaz kaldirma calismalari ile ekonomik kalkinmayi ayni anda yapmaya calisiyor…

 Bundada cok basarili isler yapiyorlar, en onemli olay olan Guveni tekrar kazanacak girisimler olumlu ancak tedbirler sokaga yansiyormu diyeceksiniz birakin sokaga yansimayi sokaktaki gorunen tablo hic acici resim vermiyor…

Mallara bakiyorum bir cok dukkan kapanmis, alis veris merkezlerinde dolasan insan sayisi cok azalmis, kapanan lokantalar insani uzuyor…

Icra satislari her gun artiyor, kapanan is yeri sayisinda gozle gorulen artislar var… Gozle goruldugunde isler daha kotuye gidiyormus gibi gozukuyor ama rakamlara baktigimizda her sey olumlu gibi gozukuyor sonucta goze degil , istatistik rakamlara bakildigina gore bizim gozun hic bir anlami olmuyor…

Bill clinton bugun Orlando’dan gene gelip geciyor, bu sefer bir Baskan olarak degil , ulkesinin gelecegini dusunen akil kisi olarak , gelecegi yonlendirecek basarili genclerin onunu acacak projelere destek olmak icin gayret sarfediyor..

Amerika cok ozel gunlerden geciyor, ekonomiyi bu hale getiren guven unsurunda onemli gelisme kaydetti simdi guvenin sokaga yansimasini bekliyoruz..

Sevgi, saygi ve selam ile..

Mujdat guler

Dogru ve guvenli yargilanma , Adnan Mendres…..!

27 Haziran 2001

Adnan Menderes!

Basbakanimiz Sn. Adnan Menderes ulkede sermayenin tabana yayilmasinda, cok partili sisteme geciste gorev almis onemli bir devlet adamidir; daha fazla demokrasi, daha fazla ozgurluk isteyenlerin sesi olarak parlementoya girmistir…!

Basarili hizmetler yaptigi kesindir… Ancak bunun yaninda…..;

Yargiya mudahalenin had safhaya ciktigi, kendi fikirlerinden olmayanlarin yargisiz infazlara tabi  tutuldugu  konusunda cok onemli tenkitler almistir !! Ne yazikki ;

Delil olmadan, yargiya mudahale yapilarak mahkum oldular ve idam edildiler…

DP  daha fazla demokrasi, bagimsiz yargi, gelir dagilimindaki dengenin saglanmasi icin gelen, halktan bunlari yapmak icin oy toplayan Hukumet Yargiyi bagimsiz yapamamis, gercek demokrasiye gecememis, gelir dagilimindaki dengeyi saglayamamistir, sandikta halki yanina alamayanlar, genel kurmay baskanliginin demokrasiye ara verme gibi bir girisimi olmasada Albaylar cundasi, muhalefetin ve ogrencilerin ve memnun olmayan kesiminde destegini alarak demokrasiye son vermistir..

Demokrasiye askerin son vermesi buyuk bir hataydi, zaten ekonomik olarak Turkiye tarihinde ilk defa Moratoryum ilan eden hukumet ekonomik olarak cok zor durumdaydi ve su yolunda birakilsa demokrasi icinde cozumu halk bulacakti… Bu cesit hareketler sonucta siyasi dengeleride degistirdi ve halkimiz her zamanki gibi mazlumun yaninda oldu…!!

Tabi halk 1965 secimlerinde gene ayni gorusu daha yuksek bir oyla iktidar yapmis ve genc Muhendis sn. Suleyman Demirel iktidar olmustur

Bu acidan yargiyi once ehil yaparak, ehil olan yargiclarimiza siyasi ve ekonomik bagimsizliklarini vererek , onlari tetikci mufettis ve siyasi ayagi fazla olan HSYK baskilarindan kurtarip, dogru ve guvenli yargilamayi saglayacak ortami yaratmaliyiz..

Ne yazikki Imrali yargiclarindan Baskan  Sn, Salim Basol kitabinda
“Sizi buraya atan idare sizin ceza almanizi istiyordu ” diyerek tarihe yargicin hukukun takipcisi olmadigi gibi guclerin emrinde oldugunu acikca beyan etmistir..

Demokrasi ehil ve trafik polisi olmayan, kendi bagimsizligini kendi saglamis, degerli yargiclarla gelisir , Memurlastirilmis yargiclarla Melez demokrasi’den ileri gidilemez.

Iste bu acidan 27 mayislarda olayin bu yonu gerek Hukuk fakultelerinde, gerek Iletisim fakultelerinde dosyanin tekrar acilarak “Nerde hata yaptik”  diyerek sanal mahkeme yapilarak ortaya cikartilmasi cok yararli olacaktir..

Ekonomi ve isletme fakultelerindede borcla kalkinma modelinde yapilan hizmetlerin kaynaginin borca dayandigi yerde hukumetlerin nasil iflas ettigini ve ulke kredisi ile nasil oynandigi ve ilk defa Menderes hukumetleri doneminde IMF programina aldigimizda iyi islenmelidir..

Mendres halkin sesi olarak mecliste onlarin sesi oldu ama ne yargi adaletini, ne gelir adaletini saglayamadi, her sokakta bir milyarder yaratacagim derken, 55 yilinda bu ulkenin ekonomisinde en onemli mozaigi olan rum , ermeni ve yahudi vatandaslarimizin mali ve idari baski altina alinmasina neden oldu, devlet eliyle servet el degistirildi, siyasi zenginler uretildi, sonrada bunlar devri sabiklar haline getirildi, memnun olmayan kesim , albaylar cundasini yanina alarak ulkede oyle yanlislar yapildiki, o donemin asker zenginleri ve ihtilal tuccarlari ulkede yozlasmayi, kirli isleri ve dengeleri bozdu ulkede yolsuzluk, yoksulluk ve yozlasmanin temelleri iste o donemlerde atildi… Bu gunku hali o agacin buyuyup meyve verdigi yillardir..

Sevgi, Saygi ve Selam ile

Mujdat Guler

Bu yazi 27. Haziran. 2001 tarihinde yayinlanmis o gunden bu yana bakiyorum , Turkiye 1960 yilindan bu yana dogru ve guvenli yargilamanin pesinde, yargi siyasi ve ekonomik hayatimizda onemli rol oynuyor, dogru ve guvenli yargilama yapimadigi icin ulkemizde Demokrasi gelisemiyor, insanlarin sisteme olan guveni yerine gelmiyor…

Ehil , bagimsiz yargiclara sahip olmadan , onlara dogru ve guvenli yargilama yapabilecek anayasa degisikligini yapip onlari memurlastirilmis yargic halinden kurtarmadan Turkiye daha aklini aramaya cok devam edecek, buyuk kurtaricinin Adalet mulkun temelidir lafini ulke anladigi anda once Temeli oradan insa edip, ustune tam bagimsiz Turkiye cumhuriyetini imar edecektir , bugunku nedirmi diyeceksiniz

‘HISSELI HARIKALAR KUMPANYASI …”

Ala Turca Liberalizm , Ala Turca Demokrasi ….!!

Yargının , medyanin ve denetimin siyasilere bağımlı olduğu , milletvekilini siyasi parti liderinin sectigi milletvekilinin bile bagimli oldugu sistemde  demokrasiden söz açma mümkün değildir.

Bu olsa olsa Alaturka Demokrasi’dir…

Hukuk devleti olamayan ülkeler gelir dağılımındaki dengeyi sağlayamaz, liberalizmin birinci halkası olan ‘serbest bırak’ uygulanır ancak liberalizmi ayakta tutan demokrasinin olmazsa olmaz koşulullarından bağımsız ve ehil denetim-yargının olmadığı yerde ülkenin kaynakları artmaz, dar olan kaynakları da denetim yapamadığınız için kişilere faiz diye ödersiniz…

Bu liberalizmin adı da Alaturka liberalizm olur…

Eş dost hukuku, baskı-sindirme ve satılık bilirkişi raporları ile karar çıkartarak bir anda çetenin aklandığını, şikayetçinin ise madur duruma düştüğünü ülkemizde büyük olaylarda görmek mümkündür. Türkiye bugüne kadar işte bu yüzden banka-ihale-hazine-hayali ihracat soygunlarının hiçbirini çözememiştir. Bu yolsuzlukların ülkeye getirdiği maddi zarar, 100 milyar Dolarları aşmış ancak en önemlisi ülke köşe dönücülüğü, ilkesizliği ve yapanın yakında kar kalırı ilke haline getirmiştir.

Sayıştayın bile hesap alamadığı ülkede bir de beyan esası olmadığı gibi yargı ve denetimde çetenin emrinde olunca, insanlar hiçbir şeye inanmamış ve sonuçta böyle ucube bir durumla karşı karşıya kalınmıştır

Yarı demokrasi, eş-dost liberalizmi, eş-dost hukuku ile AB’ye girmek mümkün olmadığı gibi gelişmiş ülke olmak da mümkün değildir.

Askerin hazirlamis oldugu  “Anayasal Demokratik diktatorluk ”  ” Eş-dost liberalizmi ” ile demokrasiyi alaturca, liberalizmi ala turca hale getirdik . Ekonomik basarilar  bizi tam demokrasiye ve liberalizme taşımaya yetmedi. Hakikaten  30 yildir iktidara gelenler bunu istiyor muydu, yoksa kendilerine  bağlı yargı ve denetim sistemi ile kendi medyasını, kendi iş adamını üreterek yarı diktatör mü olmak istiyordu bunu hiçbirimiz bilemeyiz ancak yaptıklarına bakıldığında tam demokrasiden ve liberalizmden yana olduğunu söylemek mümkün değildir.

Özal seyirciye oynayan çok usta bir oyuncu idi, her ayağı ile topa vurma becerisi olan takımı unutturup kendisini seyrettirebilen usta bir oyuncu idi.

Takımın alt yapısına, takımın gelişmesine önem vermedi, bunu yapamadığı için de işte onun yerine geçenler döneminde eş-dost liberalizmi daha da gelişti, bankaları soyanlar “Bankalardan Sorumlu Bakan” olabildi.

İktidar olduğunda mali milatı kaldır, mali aflar çıkar, kayıt dışı ekonomiyi sisteme katarak ülkede kaynak sorununu çözmek için ‘Kayıt dışına bırakalım çalsınlar, bırakalım vergi vermesinler gibi liberal bir yaklaşım içinde olmak liberalizmin dibine atılan en büyük bombadır. Kayıt dışına bağlı kalkınma modeli ile Liberalizm ve Demokrasi yaşatılamaz, bunun adı olsa olsa Alaturkalıktır.

Şunu unutmamak gerekir ki tam demokrasi yapanın yanında kar bırakacak, kayıt dışı ekonomi, yargının ve denetimin aflarla moralini bozup “görevi yapsak da nasılsa siyasi irade af eder” mantığı ile gelişemez.

Kayıt dışı ekonomi, eş-dost hukuku, eş-dost liberalizmi iflas etmiştir, hala aynı yolları denemek çözüm değildir. Turkiye bugune kadar yaptiklarinin tamamen tersini yaparak
Demokrasiye gecip, Liberal ekonomiye donebilir ..

Sevgi, saygı ve selam ile

Müjdat Güler

Testere Necmi, Cem garipoglu ve Siddet….!

Dunyada siddet hizla artiyor, suc oranini arttiran unsurlara baktigimizda egitim durumlari , ekonomik durum, gelir durumundaki adalet diye baslariz siralamaya bu cok kolay bir konusma tarzidir, ancak bakiyorum gelir durumu mukemmel olan , ekonomik durumu iyi olan ailelerin cok iyi yetistirilmis cocuklarindada gorunmeyen suclar olusmaya basladi…

Yasadiklarim , seyrettigim filmler bana bu konuda bir yazi yazmama sebep oldu…

Amerika’da son zamanlarda cikan oyunlarda ve filmlerde siddet tamamen one cikmis vaziyette, cocuklar ellerindeki aletlerle olduruyor, kiriyor, kesiyor , saldiriyor..

Sinemalar ve TV dizilerinin suca direct etkisinin olabilecegini “Cem garipoglu ” olayinda bir kera daha tanik olduk..

Kurtlar vadisi dizisi icinde mafya ozlemi  olan , reis olmak isteyen gencleri etkisi altina almisti, o dizide “Testere Necmi ” karekterini canlandiran kisi Annesini ve sevgilisini Testere ile katletmisti…

 Bu diziyi seyreden temiz aile cocugu , bir kac lisan bilen iyi yetistirilmis bir Genc olan Cem garipoglu olayin etkisinde kalmis ve Testere ile sevdigi kizi katletmisti…

Diyeceksinizki herkes seyrediyor , o neden etkisinde kaliyor, kalmasin ne yazikki her olayin kisileri etkilemesi cok farkli oluyor, 33 yillik esim bu olayin o kadar etkisinde kalmistikki , hayatimizda ilk defa gece ruyasinda bagiriyordu ve kapiyi kapat diyordu , elinde Testere ile birini gormus ve evine giriyordu , annesini uyarip , kapiyi kapatmasini soyluyordu hemen kaldirdim ve sicagi sicagina anlatti , TV dizileri ekonomik olarak gelismis toplumlari ve aileleri tehdit ediyor, devamli siddet iceren filmler gise rekorlari kiriyor, siddete dunya prim veriyor, siddet suc oranini arttiriyor..

Televizyon , film ve oyun ureten firmalara buyuk sorumluluklar dusuyor, insan hayati bu kadar ucuz degil ve bu sucu isleyen firmalara karsi dunyada savcilar seyirci kaliyor , yargi – siyasi iradeler bu konuda topluma karsi vazifelerini yerine getiremedigi gibi , suclular kendilerini yargilamak yerine bu olaylarida reyting araci ve gelir araci olarak kullanmaya devam ediyor…

Atlantigin otesinden baktiginizda 2009 doneminde Turk toplumunun gundeminde olan Cem garipoglu cinayetine buradan baktiginizda boyle gorunuyor..

Bazende buradaki haberleri degilde oradaki olanlar buradan nasil gorunuyor onu anlatalim istedik..

Sevgi, saygi ve selam ile..

Mujdat guler

Amerika nereye kosuyor….!

Degerli Arkadaslar..

Dunyanin en buyuk ekonomisi , Demokrasisini gelistirmek icin elinden geleni yapiyor, serbest pazar ekonomisi denetim ayaginda aksamalar oldugunda dogal olarak kendi icinde sorunlar yasiyor…

Birakiniz yapsinlar liberal ekonomiyi basariya tasiyan en onemli unsur, ama liberalizmin denetim ayagi calismadiginda insanlar liberalizmi sorgulamaya basliyor.. Bugun itibariyla 14.7 milyon issiz amerikali var..

14 milyon ulkede henuz kayitlara girmemis kacak  insan var , bunlarin cogu kayit disi olarak calisiyor…


Avrupa’da bir kac ulke nufusu kadar insan vatansiz , ehliyetsiz ve pasaportsuz..

 Ekonomi coktukce mahkemelerin sayisi artiyor, hem ceza hemde hukuk davalari sayisi anormal artislar gosteriyor..

2.5 milyon sadece bu yil evini kaybeden insan olacak…Evlerini kaybeden insanlar nedeniyle Yaklasik 10 milyon insan bu yil pimi cekilmis bomba gibi sokakta dolasacak…

Evler icin verilen Mortgage kagitlari ikincil pazarlarda Avrupa bankalarina satildi, kriz zaman icinde atlantigin otesine gececek ve ana sorunlar orada yasanacak..

Kimin yaninda patlayacagi belli olmayan kriz maduru  bu insanlar hem amerika hemde dunya icin buyuk  tehlike arzediyor bunlarin 10 yil icinde gerek amerikaya gerek dunyaya onemli zararlari olacak…

Mahkemeleri devam eden insan sayisinda son yillarda 3 milyonluk bir artis soz konusu, her gun yeni hapishane yapiliyor ancak ekonomik sorunlar suc oranini arttirdigi icin hapishaneler yetmiyor..

Bankalarda,piyasada, sermaye sahiplerinde sorunlarin cozumu olan uretim ayagini dengeye getirecek kaynak var, ancak liberal ekonominin en onemli halkasi olan guven olayi kaybolmus vaziyette, yeni baskanla guzel ruzgarlar esiyor, dibe vurmus guvenin bir anda kendine gelmesi mumkun degil …

Ancak Amerika uretmemeye devam ediyor, uretimi ve tuketimi destekleyecek mutesebbis, finans, emek birbirinden kopmus vaziyette, ayni orkestranin icinde calanlar her biri baska sesler cikartiyor..

Orkestrayi idare etmek kolay degil ve henuz orkestra sefi kimin yaninda olacagini kestirmis vaziyette degil taraf tutmak yerine , finans sektorunu ayakta tutayim derken uretimin onu kesilmis vaziyette, Amerika uretmiyor, uretemiyor ve sorunlarini cozmekte geciyor..

Guven calismadigi icin bankalar kredi veremiyor, kredi calismayinca insanlar araba alamiyor, fabrikalar birer birer kapaniyor, ev uretimleri dibe vurdu ve ev ekonomisine bagli sektorler birer birer kapaniyor, cozum guveni tekrar kazanmak , tuketimin onunu kesen sendikalara karsi yatirim sartlarini iyilestirmek, ureterek ve dis ticaret acigini cozerek, ihracati arttirarak sorunlari cozebilmek mumkun ama hasta yataginda bir muddet dahada kotulesecek ..

Krizi yaratan nedenleri teshis edip, cozumlerde oradan baslayacak, Amerika orta vadede krizi dunyaya satip , sarsilmayacak sekilde dunya lideri olmayi arzu ediyor, bu oyunun icinde devletlere fuguranlik gorevi verildi, daha guclu bir ekonomi olmak , isverenini her sartlarda uretim yapacak global uretici haline getirmek, sendikasini belli yere cekmek , uretimi daha verimli kilmak, bankacilik sektorunu toparlamak icin bir temizlige girisildi amerika bana gore bu krizden daha kuvvetli ve daha guclu cikacak , senaryoyu yazanlarin hata yapacagina inanmiyorum..

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

www.novagroupusa.com

mg@novagroupusa.com

Merhaba ….!

Sevgili Arkadaslar

Merhaba , bende kendime bir blok olusturmak istedim…
Bakalim begenip beni izlemeye devam edecekmisiniz…
Sizlerle Atlantigin otesindeki yasamla ilgili gunluk anilarimi paylasacagim..
Allah size kolaylik versin , sabrinizi zorlamadan kisa ve oz anilarimi sizinle paylasacagim..

Sevgi, saygi ve selam ile..

Mujdat guler