1923’de kurdugumuz cumhuriyetimizi yesertecek olan Demokrasiyi ve onu yasatacak olan Liberal ekonomiyi ne yazikki gelistiremedik, demokrasinin gelismemesi, ulke kalkinmasina ragmen liberal ekonomi dogru isletilmedigi icin gelir adaletinde dengeyi saglayamadik..
Yargının, denetimin ve medyanin siyasilere bağımlı olduğu ülkelerde demokrasiden söz açma mümkün değildir. Bu olsa olsa Alaturka Demokrasi’dir… Siyasilerin ipleride ne yazikki siyasi partilerimizi ekonomik olarak bagimsizligini saglayamadigimiz icin parayi verenin dudugu otturdugu yerler haline getirdik..
Demokrasi’de bu sekilde “Ala Turca Demokrasi ” oldu..
Hukuk devleti olamayan ülkeler gelir dağılımındaki dengeyi sağlayamaz, liberalizmin birinci halkası olan ‘serbest bırak’ uygulanır ancak liberalizmi ayakta tutan demokrasinin olmazsa olmaz koşulullarından bağımsız ve ehil denetim-yargının olmadığı yerde ülkenin kaynakları artmaz, dar olan kaynakları da denetim yapamadığınız için kişilere faiz diye ödersiniz…
Bu liberalizmin adı da Alaturka liberalizm olur…
Alaturca Yarı demokrasi, Alaturca eş-dost liberalizmi, eş-dost hukuku ile AB’ye girmek mümkün olmadığı gibi gelişmiş ülke olmak da mümkün değildir.
Sorun Demokraside veya liberalizmde değildir; liberalizm ancak tam demokrasilerde uygulanabilecek bir rejimdir. Türkiye’de bugün uygulanan ALATURKA DEMOKRASİ, ALATURKA LİBERALİSM’in gerçek demokrasi ve gerçek liberalizm ile uzaktan yakından hiç bir ilgisi yoktur…
Dunya’dada su anda Tam demokrasiye gecmis ve Tam liberalizm’i uygulayan tek bir ulke bile yoktur, demokrasi liginde biz Melez demokrasiler icinde yer alirken en gelismis demokrasiler bile henuz demokrasi okulundan mezun olamamislardir, bugun dunyanin yasadigi en onemli sorunda budur..
Kayıt dışı ekonomi, eş-dost hukuku, eş-dost liberalizmi iflas etmiştir, hala aynı yolları denemek çözüm değildir. Turkiye’nin kaderi yesil elbiseli veya Lacivert elbiselilerinin birbirleri ile iktidar kavgasini seyretmek olmamalidir.. Gerek yesil elbiseliler , gerekse laciler birbirlerini suclayarak , her ikiside tribunlere oynayarak demokrasinin onunu kesen taraf olarak digerini gostermis olsada..
Hic biri demokraside kuvvetler ayriligina saygi gostermemistir..
Seyirci kendisine oynayan oyuncuyu tercih ettikçe seyirci oynanan oyunda çalım atanları sevip, kendisi seyredilen oyunu anlamadığı müddetçe tam demokrasiye, hukuk devletine ve liberalizme geçmek kolay olmayacaktır.
Doğru teşhis problemi çözmenin yarısıdır…
Şayet bu ülkede doğru seyirci olursa oyuncular da doğru olacaktır. Türkiye’ye tam demokrasi ve liberalizm ancak insanımızın bu iki kavramı özümlemesi ile gelecektir.
Sevgi, saygı ve selam ile
Müjdat Güler