İnşaat sektöründe iflaslar ve ülkeyi terk eden müteşebbislerimiz..

Değerli Arkadaşlar,

Türkiye’de gerek siyaset, gerek yargı, gerek medya, büyük bir gayretle hareket ederek gerçekleri saklamak için özel bir çaba sarf ediyor.

Tüketici derneklerinde dairesini teslim alamamış binlerce mağdur var. Dairesinde otururken müteahhidin kredileri için kapısına dayanan hacizler var.

Dairesinde huzursuz olan, hayatı kararmış binlerce mağdur var. 

Şimdi bu mağduriyette herkes hep bir ağızdan vurun kahpeye diyerek müteahhitlere saldırıyor.
Bazı arkadaşlarımız o kadar sıkılmış vaziyetteler ki yurt dışına kaçıyorlar, izlerini kaybettiriyorlar, bazıları ise iflas yolunu seçiyorlar.

Sapla samanı karıştırmamak lazım. İçlerinde maketten satış yapıp, paraları toplamış esas hedefi yapmamak olanlarla; işin yapmak için her şeyini ortaya koyup yapamayanları da aynı kefeye koymamak gerek diye düşünüyorum.

Her iki durumda da esas suç sistemdedir. Yasalar yapılmadığı için sorunlar oluşmuştur. 

1. Yetersiz insanlara yeterlilik belgesi verilmiş ve denetim olmadığı için herkes inşaat işinde kar var diyerek bu alana yönelmiştir. Yukarı doğru giden fiyatlar ve büyük karlar insanları daha da büyük projelere sevk etmiş, sonuçta dalgalı denizlerde gemi yönetme “kaptan belgesi” olmayanlar hem kendilerini hem alıcıları mağdur etmiştir.

Esas sorun onlarda değil, denetimi yapamayan devlettedir. 

2. Sat -yap sisteminde yeterlilik, kredi geçmişi aranmaz; satarsın ve yaparsın. Böyle bir sisteme izin veren devlet anlayışı bu sorunları getiren bir anlayıştır, dünyanın gelişmiş ülkelerinde sat-yap modeli yoktur.

3. Bitmemiş, iskânsız binaların alınıp satılmasına izin veren sistem bu sorunları getirmiştir.
Devletin noterleri, hazine ve orman arazileri ile bitmemiş binaların satışında gayrimenkul satış vaatleri yaparsa, alıcılar hukukçu olmadan gayrimenkul alımı yaparlarsa tabii ki sistemde satanda veya alanda suç aramak yanlıştır. Bu işte suç bu sisteme onay veren devlette ve barolarda, inşaat dernekleri ile emlak federasyonlarında ve tüketici derneklerindedir ve en büyük suç yargı ile medyadadır.

Bu insanlar ne yazık ki suça iştirak etmişler ve suçun bir parçası olmuşlardır, üstün mücadele etme yeteneğiniz de olsa “Burası Türkiye burada bu yenilikler olmaz” anlayışı değerli müteşebbislerimizin de büyük bir vizyoner iş adamı iken bir anda ülkesini terk eden adam olmasına neden olmuştur.

Temel’in dediği gibi ‘bu bana ders olsun’ sözünü hatırlamak ve bu dersi alarak çözümlere yönelik; 

A- Yasaları 

B – Yönetmelikleri 

C- MYK yeterlilik belgelerinin şartlarını 

çıkartıp tüm sistemi yeni baştan kurmalıyız.

Devlet elinde olan arsa stokları ve en büyük kiracılığı ile bu sektörün içinde denetim, arsa üretim ve yeterlilikleri denetlemekte daha öne çıkmalı.

Yatırım Bankaları proje kredisi vererek sektördeki regülasyonda öne çıkmalı, müteahhitlik kurumunda kriterlere uyan 100 firma elde tutulmalı, diğerlerinde ısrarcı olunmamalı.

TOKİ ve Emlak KonutEmlak Bankası ile birlikte eskiden kurulu olan TIMLO örneğiuygulamasında daha çok üreten pazar payını % 40’lara çıkartan zengine değil, orta gelirliye ev üreten bir yapıya bürünmelidir.

Ülkede iki tane federasyon şarttır, sorumluluğu ve yetkisi ile yetkinliği olan 

1. Emlakçılar federasyonu ki ülkemizde böyle bir federasyon yok. Devletin yasa ile yetkilendirdiği  bir federasyon şarttır, tüm teslim edilmeyen konutlardan emlakçı sorumlu olmalıdır.

2- İnşaatçılar federasyonu ki böyle bir federasyon da yok, sistemi yürütüp, sat- yaptan çıkıp yap -sata  giren BTS ve tapu sigortaları ile 100 büyük müteahhidin % 50 konutu ürettiği % 40 Emlak konutun  % 10 da yeterlilik belgesi almış özel ürün üreten müteahhitlerin olduğu bir ülkede bitmemiş, iskanı olmayan gayrimenkul alınıp satılamaz dendiğinde sorunlar çözülecektir.

Sevgi, saygı ve selam ile…

Yorumlar kapalı.