Tusiad’in dunu, bugunu ve yarini ….!

Degerli Arkadaslar…

Tusiadin yapmis oldugu cok onemli bir yanlis siyaset ustu bir kuvvet gibi kendini gormesi ve siyaseti ben yonlendiririm yanlisi olmustur…

Gunes oteli yanlisi hep hatirlanir ama Tusiad’in bu ulkeye yaptiklari hic dusunulmez, Tusiad ilk kuruldugu yillardan itibaren 80 li yillarin basina kadar yanlis uygulamalar icinde oldu ama sonradan yonetime girenler orasini mukemmel sekilde yonettiler, mukemmel arastirmalar yaptilar, ulkemizi disarda cok iyi temsil ettiler..
Tusiad’in degeri uyelerine bu ulkenin ihtiyaci var, genclik Demokrasinin sorunlari nedir ve cozum yollari nelerdir diye merak ediyorsa Tepebasina gidip , yapilmis arastirmalari alsin , cozumler oradadir , bu ulkede ekonomik bagimsizligi saglamak istiyorsak onlara ihtiyacimiz var onlar bu ulkenin en buyuk sermaye, beyin ve dunyayi tanima bilgilerine sahip vatandaslarimizdir onlardan herkesi ogrenecegi cok sey var onlarinda diger STK ile iyi temaslarda olup tecrubelerini ve bilgilerini geriden gelenlere aktarmasi ve belli konularda yaptirdiklari raporlari iki yilda bir yenileyip bu konularda toplumu daha cok aydinlatmalidir, nerdeydik, nerde kaldik ,ne yapmak gerek tarzinda yapilirsa ve katilim saglanabilirse , konusan degil cozume katki yapan bir STK olma huviyetini kazanabilir..

Dunya degisime ugruyor duvarlar yikildi ama tusiad duvarlari yikamadi, sokaktaki vatandasta sartlanmayi birakip sermayenin sorunlarini goremedi hatalari olmus olabilir ama bu insanlarin ulkeye yaptigi hizmetleri gorupte onlara tesekkur edende olmadi, hepsine saygi duymamiz, hepsine tesekkur etmemiz gerekir, hatalar olacak, iste hosgoru ve birbirimize sarilma zamani , Rakip kelimesini hayatimin her yerinde ortadan kaldirip, insanlarin , kurumlarin hatalarini gordugumuz gibi onlarin ulke yararina yaptigi iyi isleride gorup, tecrubelerinden yararlanip, kotu taraflarini almayacagiz.. Bunun yoluda Tusiad’in kapilarini zaman zaman ogrenci derneklerine, diger STK ve parti temsilcilerine acmali ve lordlar kamarasi olma goruntusunden kurtulmasi gerekiyor..

Turkiyede sermaye birikimi henuz bugun bile olusmadi, Ar-ge-sa deniyor, degisen siyasi kararlar, agir vergi gucu , entegre yatirimlar yapilmasina mani oldugu gibi , kapasite arttirma, dis ticaret ve ar-ge-sa yatirimlarina gereken sermaye ayrilamiyor..

Para pahali, enerji pahali, arsa pahali, vergi oranlari yuksek, iscilik yuksek bu sartlarda uretim yapanlara saygi gostermek gerekir, is hayati artik dogru dusunmek durumunda, Demokrasinin gelismedigi yerde ekonomik bagimsizlik olmuyor, sermaye olusmuyor, yarginin ve denetimin bagimsiz olmadigi yerde sermaye birikimi saglanamiyor, ben siyaseti yonlendiririm, yargiyi, denetimi yonlendirim devri bitti, simdi siyasette lider akillandi, guc bendeyse her sey bende olacak diyor.

Tusiad gibi kuruluslar olmasi gereken yere donecek ve Demokrasinin gelisip , saydamligin saglanmasinda diger STK dirsek temasinda olacak onlarin tecrubesi yenilerin Demokrasi ve ekonomik ozgurluk sevgileri birlesiyor, cozumler acemilerin ogrenmesinde, tecrubelilerin Padisahin yetkilerini azaltmasi icin sokakla barismalarinda.

Sevgi, saygi ve selam ile
Mujdat guler

Bizans, bizans olali bu kadar entrika gormemistir….!

Degerli Arkadaslar

Bizans entrikalari ile meshurdu.. O entrikalar ile oyle bir imparatorluk kurdularki 1150 yil yasadilar ve 1.540.000 sq/miles alana hakim oldular.. Ondan sonra gelen Osmanlilar 640 yil yasadilar 2.160.000 sq/miles alana hakim oldular…

Bizans , bizans olali bu kadar entrikayi bir arada gormemistir..

 Herkesin herkes ile ilgili bir dosyasi var.. Siyasetcinin kurumlar ve kisilerle ilgili dosyalari, gizli orgutlerin , mufettislerin kendileri icin yaptirdiklari dosyalari ve birde patronlarin talimatiyla yaptiklari dosyalari, medya mensuplarinin ayakta kalmak icin yaptiklari dosyalar……!!!

 Bu dosyalari hazirlamak icin delil yoksa delil uretiliyor, komplo zaten Bizansin mayasinda var ama artan teknoloji ile artik Telefon dinlersin, adli tibi yanina alirsin, iki sahitle adam astirma modelini cagin ilerlemesi ile ihbar mektuplari ile donatir, ozel mahkemeler kurarsin, ozel deliller uretirsin, ozel bilirkisilerin , ozel mahkemelerin , ozel kanallarin , ozel medyan ile eger sen askere bile komplo kurabiliyorsan normal vatandas ne yapsin , kendini bu komplolardan nasil korusun …?

“Anani open kadi oldugunda , yapacagin tek sey , anacigim gecmis olsun demektir ne yazikki “

Saydamlik yok, yargi ehil ve bagimsiz degil, medyanin durumu malum, insanlar ne siyasetcisine, ne yargisina ne medyasina ne adli tibina , ne emniyetcisine guveniyor sonucta kurumlara guvenmeyen insan kendine olan guvenide kaybediyor, Bizansta komplo teorileri gercegin, delinin ve mantigin yerini aliyor … Gelinen yerde entrikalar ve komplolar ile insanlar ikiye ayriliyor , tek kelimelik yorumlar one cikiyor, bana gore suclu, bana gore yapmistir, gidilen yer entrikalarin merkezi olmaya buyuk hizla yol almaktan baska bir sey degil tabiki….

Bizans bizans olali bu kadar entrika gormemistir..

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

guler1@aol.com

Ala Turca Demokrasi , Ala Turca Liberalizm !!!!

1923’de kurdugumuz  cumhuriyetimizi yesertecek olan Demokrasiyi ve onu yasatacak olan Liberal ekonomiyi ne yazikki gelistiremedik, demokrasinin gelismemesi, ulke kalkinmasina ragmen liberal ekonomi dogru isletilmedigi icin gelir adaletinde dengeyi saglayamadik..

Yargının, denetimin ve medyanin  siyasilere bağımlı olduğu ülkelerde demokrasiden söz açma mümkün değildir. Bu olsa olsa Alaturka Demokrasi’dir… Siyasilerin ipleride ne yazikki siyasi partilerimizi ekonomik olarak bagimsizligini saglayamadigimiz icin parayi verenin dudugu otturdugu yerler haline getirdik..

Demokrasi’de bu sekilde “Ala Turca Demokrasi ” oldu..

Hukuk devleti olamayan ülkeler gelir dağılımındaki dengeyi sağlayamaz, liberalizmin birinci halkası olan ‘serbest bırak’ uygulanır ancak liberalizmi ayakta tutan demokrasinin olmazsa olmaz koşulullarından bağımsız ve ehil denetim-yargının olmadığı yerde ülkenin kaynakları artmaz, dar olan kaynakları da denetim yapamadığınız için kişilere faiz diye ödersiniz…

Bu liberalizmin adı da Alaturka liberalizm olur…
Alaturca Yarı demokrasi, Alaturca eş-dost liberalizmi, eş-dost hukuku ile AB’ye girmek mümkün olmadığı gibi gelişmiş ülke olmak da mümkün değildir.

Sorun Demokraside veya  liberalizmde değildir; liberalizm ancak tam demokrasilerde uygulanabilecek bir rejimdir. Türkiye’de bugün uygulanan ALATURKA DEMOKRASİ, ALATURKA LİBERALİSM’in gerçek demokrasi ve gerçek liberalizm ile uzaktan yakından hiç bir ilgisi yoktur…

Dunya’dada su anda Tam demokrasiye gecmis ve Tam liberalizm’i uygulayan tek bir ulke bile yoktur, demokrasi liginde biz Melez demokrasiler icinde yer alirken en gelismis demokrasiler bile henuz demokrasi okulundan mezun olamamislardir, bugun dunyanin yasadigi en onemli sorunda budur..
Kayıt dışı ekonomi, eş-dost hukuku, eş-dost liberalizmi iflas etmiştir, hala aynı yolları denemek çözüm değildir. Turkiye’nin kaderi yesil elbiseli veya Lacivert elbiselilerinin birbirleri ile iktidar kavgasini seyretmek olmamalidir.. Gerek yesil elbiseliler , gerekse laciler birbirlerini suclayarak , her ikiside tribunlere oynayarak demokrasinin onunu kesen taraf olarak digerini gostermis olsada..

Hic biri demokraside kuvvetler ayriligina saygi gostermemistir..
Seyirci kendisine oynayan oyuncuyu tercih ettikçe seyirci oynanan oyunda çalım atanları sevip, kendisi seyredilen oyunu anlamadığı müddetçe tam demokrasiye, hukuk devletine ve liberalizme geçmek kolay olmayacaktır.

Doğru teşhis problemi çözmenin yarısıdır…

Şayet bu ülkede doğru seyirci olursa oyuncular da doğru olacaktır.  Türkiye’ye tam demokrasi ve liberalizm ancak insanımızın bu iki kavramı özümlemesi ile gelecektir.

Sevgi, saygı ve selam ile

Müjdat Güler

Ipin ucu kimin elinde….!

Degerli Arkadaslar ,

Ulkemizin yillardir bekledigi Demokratik acilimin gundem olmasina ramak kaldi…

Herkes kendi acisindan bir acilim istiyor bu acilimlarda tek bir sey istemeyen Turk halki ve kamu oyu , onlarin istemesi gereken gercek demokrasi iken onlar oturmus mac seyreder gibi iki tarafin arasindaki cekismeleri seyrediyor..

Bu acidan oyuna Turk halkinin katilmasi lazim, Turk halki denilince 75 milyon insansan bahsediyoruz bugunku acilimin gundeminde ise 10.000 kisilik bir olay konusuluyor..

Demokratiklesmemi isteniyor yoksa sozde ipin ucunu tuttuklarini sananlar , kayigami bindiriliyor ;
bunu analiz edelim istedik..

Ortada iki ipi tutan oyuncu var ve onlarin ipini tutan var..
1. APO-PKK-DTP grubu ..
2. Erdogan- AKP – Meclis

Apo kendi tarafinda ipi elinde tutan bir liderdir . Onun ipini tutanlar , ipi cekip , sonra onu paketleyip , kullanma tarihi doldu diyerek , daha iyi kullanilacak olan Imrali Hoteline yerlestirmislerdir.

Apo yillarca ipin ucunu tuttugunu sandi o sadece buyuk orta dogu projesinin bir fugurani idi oradaki gorevini kismen tamamladi ve sonra paketlendi, soklandi, simdi buzunu cozup tekrar kullanmak istiyorlar..

Erdogan , ulkeyi kotu yoneten  koalisyonunun yardimlari sayesinde , ipin ucunu tutanlar tarafindan ulkede Basbakan secildi..Ustelik Kemal dervis devrimleri ile elinde mukemmel bir yol haritasi buldu.

 Aman sende sakin olaki Demokratiklesmeyi tamamlama Ipin ucu sende olsun, Siyasal partiler yasasini aman degistirme, tek lider ol, kimi gosterirsen Milletvekili olsun, kimi istersen Bakan yap, aman yargiya bizim adamlari yerlestir, HSYK siyasetcileri ayirma, mufettisleri kendine bagla, Medyayi ele gecir, bizide zorlama , icerde ipin ucu elimizde  olsun , disarda ipin ucu bende olsun diyerek guzel bir anlasma yapildi…

Ortadoguda halkin eline ip teslim etmiyor, bu ipi sozde demokrasi adi altinda bir tek kisiye verip , onlari Padisah yetkileri ile yonetilecek anayasalarla kuvvetli hale getiriyor, sonra lafa geldimi ulkede Demokrasi var deniyor, ama ipin ucu ulke icinde bir kiside , bu kisinin ipide disarda, iste bu acidan Irak cok guzel bir ornek ipin ucunu bu sistemde ele gecirdigini sananlar esasinda birer Kukla , Bakiniz.. Talapani veya Barzani onlara sorun en buyuk demokrasi Irak’ta ve ipin ucu onlarin elinde..

Gercek Demokrasi icin bu donemi firsat bilip , ipin ucunu tuttugunu sananlar, akilci bir plan yaparak ulkeyi Demokrasiye tasimalidirlar..

Ak partinin secilmeden oncedeki secim beyannamesi ve yapacagi Radikal reformlar bu ulkedeki izlenmesi gereken Demokratik yol harekati planidir.. Halk kendisine verilmis bu imkani iyi kullanamadi orada Ak parti ulkeyi bu hale getiren liderlerden kurtulmak icin neler yapilmasi gerektigini isaret edip , radikal reformlari tek tek siralamisti ama Padisahin muhurunu ele gecirince bunlarin hepsi unutuldu…

Bakiniz orada verilen sozlerin cogu tutulmadi ama halk bu kendi ile yapilan anlasmayi takip edecek kulturde degil, genc kardeslerimiz veya aydin kisilerde bu olayi takip etmedi cunku o kadar uzun evraki okuyacak ne vakti vardi nede sabri , tabi bu olay Ak partiyede zarar verdi, mukemmel isler yapti ama Demokrasiyi gelistiremedigi icin tikanip kaldi..

Benim halkimda gunluk menfaatleri , gunluk olaylari daha one aldi, fakire gelip bir file birakildi, birine bedava hazine arsasi verildi, biri gecekondu yapti gorulmedi, birine devlet bankasindan kredi verildi, biri vergi kacirdi, biri sigorta odemedi, biri polise rusvet verdi, biri ceza aldi gidip parayi odemedi, insanlar gunluk vurgunlar ve onune atilan kemiklerle mesgul oldu, sermaya ozellestirme ve arsa rantlari ile deveyi hamudu ile goturmeye devam etti, umre moda oldu, icki istemek ayip oldu, hosgoru dendi, mahalle baskisi uygulandi….

Turkiyenin ipini ucunu elinde tutmak icin Anayasamiz silah zoruyla hazirlatildi, saka degil , hazirlayandan sn, Prof. Sener alkoy’a sorun lutfen, sungulerin bir kismi bize digerleri disari yonlendirilmisti diye alay ederdi.. Bu anayasa ile 50 sene bu ulkeyi idare ederiz cunku bu anayasa ile nasilsa ulkeye demokrasi gelmez demisler o yuzden ipin ucu hep zincirleme baska guclerin elinde olmus halkin eline bu ipin ucu hic gecmemistir .

Bagimsiz Turkiye cumhuriyetini saglamak, halka bu ipin ucunu birakmak icin anayasadan baslamak uzere bir radikal reform paketini halk takip edecek, Ak parti mukemmel bir secim beyani vermisti orada cozumler vardi, hos niyet Padisahin ipin ucunu halka vermesi olursa , bunun cozumunu ulkede bulabilecek yuzlerce insan vardir, ezbere neler yapilmasi gerektigini hemen soyler, halkin icinde, mecliste ve siyasetle ugrasan insanlar icindede % 99.9 una sorsan cozumu bilmez bilir kisi diye ortada dolasir, bence sorun demokratik diktatorler ipin ucunu vereceklermi ?yoksa ipin ucu kendilerinde sanip kendi kendilerini kandirmaya devam edeceklermi..?


Ilerdeki gunlerde ipin ucunun kendi elinde olmadigini gorup daha buyuk yetkiler alarak daha baskici rejmler uygulayip kuvvetler ayriligi yerine tek adam modeline geri doneceklermi bunu yasayarak gorecegiz.. 

Bu ipin ucunu ya Demokrasi paketini yaparak ,halka verirsin ve kahraman olursun, yada bu ipin ucunu elinden alirlar rezil olursun… Apo dedigin ipin ucunu kendinde tutmak isteyen , kendini affettirmek icin , dagdaki masum insani kullanan,koca koca adamlari mecliste kaliplarina uygun hareket ettirmeyen adamdir.. Silah gucu ile haklarimizi aliriz mantigi yerine , Kurt-Turk ayirimi yoktur, Demokrasi tum turk halkina lazimdir diyerek ortaya tam bir Demokratiklesme paketinin cikmasi lazimdir..

Kucuk kucuk detaylar yerine , cope atilmasi gereken bir anayasa, cope atilmasi gereken bir siyasi partiler kanunu, ehil ve bagimsiz hale getirilmesi gereken yargi ve denetim kurumu, bagimsiz hale getirilmesi gereken Medya kurumu ...


Bunlar olmadan biz hep ipin ucunu tuttuklarini sananlarin kayiga bindirilmesini izleriz ama esas kayiga bindirilen halktir, kendisi bir kayiga bindirilmis, kaybeden halktir ama kendisinin kaybettigini bile bilmeden ipin ucu kimin elinde diye komplo teorileri uretir, kardesim dagin arkasinda umut arama , iste burada ipin ucu kimin elinde dilimiz dondugunce anlattik, canim kardesim  sende ipin ucunu eline gecir…

Karar senin … Kendi dusen aglamaz, sonra gelipte dert yanma, benden soylemesi….!
Ipin ucunu birilerinin eline verdiginde basina neler geldi gordun, ipi siki tut birakma.. !!

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

guler1@aol.com

Amerika’da rakamlar insani urkutuyor….!

Degerli Arkadaslar
Bu blogta Temmuz ayinda “amerika nereye kosuyor ” diye genel bir degerlendirme yapmistik.. Bu hafta aciklanan veriler yayinlandi 26 yil sonra en fazla issizlik orani yakalandi , 263.000 kisi daha issizler ordusuna katildi, evini kaybedenlerin sayisi her gun artiyor…

 Okullar yeni acildi sadece 2.5 milyon nufusu olan bizim sehrimizde 41.286 cocugun evi yok ve sokaktan okula gidiyor..

Bunlar korkutucu rakamlar , dunyada gelir dagilimindaki dengenin saglanmasi icin demokrasinin gelismesi , saydamligin artmasi, denetimin bagimsiz olmasi , vergi kanunlarinda degisiklik gerekiyor.. Verginin yukunu genellikle dunyada tuketiciler ve bordro mahkumlari tasiyor..

Kaynaginda kesilen vergiler disinda , beyan usulune gore odenmesi gereken vergiler cok az ve ustelik vergi gelirleride dogru sekilde kullanilmiyor , dolayisi ile toplanan vergiler issizlik sorunlarina care olmuyor..

Mutessebbis olmanin onune getirilen engeller dunyada insanlari tedirgin etti, ekonomilerin daha kotuye gitmesi sermayenin kabuguna cekilmesine neden oldu, hem uretim kanadinda gerileme var hemde yarin endisesi tuketimi azaltti… Sorun cozulmuyor ve global ekonomide dahada belirgin sekilde artiyor… Hukumetler ve finans piyasalari sorunun daha buyumemesi icin dengeli hareket ederek pisligin ustunu bilincli bir sekilde ortuyor onlara kizmamak lazim ve yapilanlari takdir etmek lazim , evet hukumetler ve finans piyasasi sorunun dahada buyumemesi icin olumlu ruzgarlar estiriyor, ama sokaklarda gezen insanlar sorunu yasiyor, her kose basinda yatan homeless’ler, cikan ekonomik veriler sorunun bitmedigini ve bitmesi icin Radikal reformlarin alinmasini hatirlatiyor..

Issizlik dunya barisini tehdit ediyor, ulkelerin ic huzurunu tehdit ediyor, suc oranlari artiyor ve insanlar tedirgin oluyor ama bu sorunun cozumu icin harcanmasi gereken , uretime ayrilmasi gereken kaynaklar , sucla mucadele icin yeni hapishanelerin acilmasina, uyusturucu ile mucadeleye, beyaz kadin ticaretinin engellenmesine , adliye saraylarinin buyutulmesine , issiz kalan insanlara bedava yer ve as verilmesine kayiyor, dunya hala sorunun cozulmesi icin gerekenleri yapmamaya direniyor..

Sermaye siyaseti ve medyayi ele gecirecegim derdinde, Medya siyasati ele gecirecegim derdinde, guc savaslari farkinda olmadan Demokrasinin dibine dinamit koyuyor insanlar demokrasi dogru uygulanmadigi icin cozumler baska rejimlerde arayacak hale geliyor, gercek uygulanacak demokrasi bu sorunlarin tek cozumu olarak ufukta bir nokta gibi duruyor…

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

Turk -Amerikan iliskilerinde oncelikler….!!!!

Degerli Arkadaslar,

Clinton zamaninda Baskan hem dunyaya hemde Turklere guven vermis ve Turklerin gozunde Amerikalilarin guveni artmistir..Bush zamaninda % 8’e inen guven orani bugunlerde Obama ile % 12’lere ilerlemis olsada bu cok dusuk bir orandir..
Bu acidan oncelikleri siralarsak

1. Turk halkinin guvenini tekrar kazanmak
——————————————
Turk amerikan iliskilerinde oncelik Turk halkina, Turk is adamina, Turk girisimcisine once Amerikayi iyi tanitmaktir , iyi taniyan insanlar Amerikayi sevecektir cunku bu insanlar esasinda cok iyi , cok sevecen ve hepsi insan dostu ve Turklere karsi hic bir onyargisi olmayan insanlardir.. Turk halkida Amerikaya karsi on yargisindan kurtulup onlari iyi tanimak icin daha cok temas halinde olmalidir.

2. Ekonomik iliskilerin gelistirilmesi….!
———————————————–
Nitelikli sanayi bolgeleri projesinden hic vazgecmeden muntazam projede kapilar kapansada hic vazgecmeden israrci olunmalidir. Bu donemdede Amerikanin her tarafinin nitelikli sanayi bolge oldugu unutulmayip , dalindan dusmus elmalari toplayip, kriz doneminde amerikada sanayi sirketlerini satin alma atagina girisilmelidir..

3. Amerika ile dis ticarette eksi olan rakamlari artiya cikarmak ..
————————————————————————

Amerikanin en onemli pazar olduguna karar verip , bu ulkeye mal satmayi, bu ulkede fabrika almayi, bu ulkede insaat yatirimlari yapmayi, bu ulke ile ortak turizm- enerji yatirimlari yapip her iki ulke arasinda insanlarin daha cok seyahet etmesini ozendirecek tedbirleri almamiz gerekiyor..

8 milyar dolar dis ticarette acik veriyoruz, yaklasik 2 milyar dolar egitimde acik veriyoruz, turizm’dede 1 milyar dolar acik verdigimiz dusunulurse amerika’ya karsi verdigimiz acik 11 milyar dolar civarindadir bu acigi once kapatip sonrada artiya gectigimde dis ticaretimize baktigimizda 11 milyar dolarlik bir artisin bugunku rakamlarla % 10 civarinda oldugunu goruruz ..

Tanitimi cok iyi yapan turkler var ornegin Mehmet oz’un bu yaz Oprah’i getirmesi buyuk sukse yapmistir televizyonlarda bunun etkisini bu kis gormemiz mumkun olacaktir..

4. Hangi alanlarda ortak isbirliginin gelistirilebilecegi saptanmalidir.
————————————————————————–
Bu alanlari tabiki uzman kisiler tayin edecektir , gerek ulkemizde 35 senelik sanayi, ticaret ve insaat sektorundeki tecrubelerimiz gerekse 15 yildir Amerika’daki tecrubelerime  gore en onemli dort alan alan
a. Enerji
b. Sanayi, Taahhut ve Yatirim isbirligi
c. Medical
d. Teknolojide is birligidir

Enerji alaninda isbirliginde basarili isler yapilmaktadir.. Bu biraz daha gelistirilebilir..
Taahhut islerinde yillardir isbirligi yapilmaktadir ve Turk muteahhitlerinin bu alandaki basarilarinin altinda yatan amerikalilarla olan gelismedir..
Yatirim alanindada onemli gelismeler yasanmistir ancak son iki dala yeteri kadar onem verilmemistir bana gore en buyuk beraberlik bu alanda olmalidir..
Turkiye estetikde, gozde, diste hem ucuz hem kaliteli hizmet vermekte amerikada biomedical, kanser ve kalp konusunda cok ileri her iki ulke musterek bir saglik programi gelistirmeli ve bu alanda ortak hareket politikalari uretmelidir..

Bu isbirliktelik Amerika ve Turkiyede musterek yatirimlar veya yapilmis yatirimlarda Turk doktorlarin yer almasi ile cok onemli yerlere gelebilecektir..

Teknoloji alaninda Amerika dunyanin en buyuk ureticisi ve en buyuk ihracaatcisidir, Turkiye ise yetismis nufusu ile onemli bir hammadde ve cok onemli tasaron ureticidir . Teknoloji alaninda cocuklarimizi once Amerikan universitelerindeki Resarch parklarda is hayatina sokmali ve bu alanlarda insaat, yatirim ve projelerde turk muteahhitleride yer almalidir, bu yerler bizim “Innovation “kavramimizin gelismesine sebep olacaktir..

Ortak projeler gelistirebilen ABD -TR hem siyasette hem guclu ordulari hemde teknoloji, ticaret ve sanayide yaptiklari isbirligi ile model ortak olabilirler, bugun yaptiklari karanlikta goz kirpma ve zoraki beraberliklerdir, sonucta tabani halka dayanmayan beraberliklerin omru uzun olmaz, tepeden gelme emirlerle kurulan , tabana yansimamis beraberlikler uzun omurlu olmadigi gibi aynen birinci dunya savasindaki gibi karsi karsiya gelebilen ulkeler bile olabilir, stratejik ortaklik ne yazikki sozdedir, Nato ve BM beraberliklerini percinlemenin yolu model ortakligi saglayacak ticaret-turizm ve projelerde ortakliklar iki ulkeye buyuk yarar saglayacaktir. ABD Turkiyesiz, Turkiye ABD’siz olmaz …

Sevgi, saygi ve selam ile
Mujdat guler

www.novagroupusa.com

Yargi reformunda , yargicin egitimi….!

Degerli Arkadaslar,

Yargi reformunda en onemli unsur, ehil ve bagimsiz yargi mensubudur… Yargic egil ve bagimsiz olmazsa ne yaparsaniz yapin adil yargilamayi saglamak mumkun olmaz, yargic hem ekonomik olarak hemde yonetimsel anlamda bagimsiz olmalidir…

Ehil yargici bulmak icin amerikalilar soyle bir uygulama yapmislar..


Hukuk egitimi 4+ 3 yil … Normal universiteyi bitiren bir kisi uc yillik hukuk egitimi alarak hukukcu olabiliyor ancak bu kisileri belli surelerde  yeterlilik imtihanina tabi tutuyorlar..

Boylece kisinin muntazam olarak kendini yenilemesi ve yenilikleri takip etmesi gerekiyor…


Bitirme imtihanini kazananlar , iki yillik ihtisaslasma bolumlerine girip , ihtisaslasmis yargiclar yetistirilmelidir..


Imtihani kazanamayan hukuk mezunu kisiler isterlerse mahkemelerde eleman olma hakki verilmeli ve burada paralegal diye tabir edilen hukuk yardimcisi gorevine getirilmeli bu kisilerden adliyelerde ve avukat yardimciliginda yararlanilmalidir.

Buda kalitenin artmasina sebep olacaktir..

Yargida ehil hakimi yaratacak olan Hocalardir, bugunku hocalarimiz ne yazikki sermayenin adami olmus degil onlara hocalik vermek elini vermiyecegin adamlardir ve bunlar ortada saygin ve guvenilir insan olarak dolasmasi utanc vericidir..

Tuccar hocalardan ulkeyi kurtarmak gerekir, hocalik muessesesinide ehil ve ekonomik bagimsizligini vermezseniz onlarda ehil ve bagimsiz talebeler yetistiremez..

Okullarimiz bilirkisilik muessesinde eleman yetistirecek hale getirilmelidir.. Hakimin yetkisine giren alanlarda bilirkisiye dosyalar yollanmamali ve bilmez kisilerin bilir kisi olmasinin onune gecilmelidir..

Amerika sunlari iyi yapmis


1. Sehrin en guzel binalarini adliye saraylari haline getirmis,


2. Butcelerinden adliyeye onemli bir pay ayirmis ..


3. Avukatina ve yargicina ekonomik bagimsizligi saglamis ..


4. Teknolojinin tum imkanlarini yargiya getirmis .


5. Yargi erkine anayasa ile bagimlilik degil bagimsizlik vermis …


6. Yargi kararlari her zaman dogru ve mukemmel olmasada , sokaktaki insanin yargiya guvenini saglamis …


7. Icerde yerimiz yok simdilik bu kisiler disarda kalsin demek yerine , ceza evleri sayisini arttirarak sokagi rahat ettirmek icin suc isleyeni iceri almis..

Buna ragmen bugun dosya sayisi anormal arttigi icin artan dosya karsisinda hukukun ne hale geldigini gormek icin Amerikayi gormek yararli olacaktir..

Bizim hakimlerimizi ” Ehil , bagimsiz yapsanizda onlarin ustundeki is yogunlugunu azaltmadan onlara guveni tekrar yerine getirmeden , dogru ve guvenli yargilamayi saglamak mumkun olamiyacaktir.. “

Bugun yapilan yargi reformu degildir bugun yapilan yargi reformu yapiyoruz diyerek yargiyi ele gecirme operasyonunda kamu oyunun gozunu boyamaktir..

Yargi reformunu isteyecek olan siyasi iradeler veya muhalefet degildir bunu isteyecek olan kamu oyudur, yargi her turk vatandasi icin potansiyel tehlikedir .

Adalet piyangosu onlara vurdugunda , baslarlar aglamaya , ama bunun arkasindaki nedenleri arastirip..

Bu karari veren hakimin hangi siyasi baskilarla bu karari verdigini dusunmezler, bu karari veren hakimin ehil olup olmadigini dusunmezler, bu karari veren hakimin organize cetelerin icine karismis oldugunu dusunmezler , hakimini ehil ve bagimsiz yapmak icin mucadele etmeyen nesiller kendileri ehil ve bagimsiz olamaz diyerek yazimi bitirmek istiyorum..

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

Deprem uzerine 2 eylul 1999’da yazilmis yazi ve sonrasi !

Asagidaki yazi 2. eylul. 1999’da kaleme alindi ve Egemenlik ulusundur sitesinde yayinlandi … 


Deprem olali henuz 15 gun olmustu ve yurt disinda olmam , ulkenin sistemini yasamis biri olarak o gunlerde bu yaziyi kaleme almistim !!

Ne yazikki korkularimizin hepsi gerceklesti, sistem kendi kendini yargilamak yerine , sucu bir gunah kecisine atti…

Suca karismis sistem kendini suclu ilan etmek yerine, 40.000 kisinin olumunu tek kisiye bagladi ve vurun kahpeye filmi bu sekilde tamamlanmis oldu… 

Turkiye hala kirli elini temizleyemedi… Ceyhan depreminde gozunu kapatan yargi , bu depremdede sinifta kaldi…


 Adalet mulkun temeli olmasi gerekirken ehil olmayan yargi olayi zaman asimina soktu ve sistem kendini yargilayamadi, yapanin yaninda kar kaldigi muddetce yeni depremlerde daha cok insanimizi kaybedecegimiz kesindir… 

Nerde hata yaptik ve ne yapmaliydik diyen yargi mensuplarina ithaf olunur, iyice okusunlar , sonra ne yapacaklari icin sistemi yeniden kesfetmek yerine deprem icin ihtisas mahkemesinin kurulusunu tamamlayip , bu bolumu simdiden ihtisasli hakimler yerlestirip , ozel olarak egitilmeli ve depremde zararin asgariye indirilmesi icin koruyucu yargi vazifesini yapacak yeni bir duzenleme getirilmelidir..


4 yillik insaat alaninda egitim almis birinin 3 yillik hukuk egitimi alarak pazarda insaat yapmis , denetimde bulunmus ihtisasli kisilerin ozel egitimle deprem mahkemesi hakimleri oldugu ulkede o hakimler denetimi ozel yapar, mesele deprem olduktan sonra cozum degildir, deprem olmadan koruyucu hakimlik yapmaktir onemli olan .. 

Hic bir sey icin gec degildir, olenlere rahmet , yakinlarina sabir diliyoruz yeni insanlarin olmemesinde koruyucu hakimligin gelmesini ve deprem anindada bu ehil mahkemenin yapanin yaninda kar kalmayacak duzenlemeyi yapmasini bekliyoruz…

2.Eylul. 1999’da kaleme alinan yazi..

——————————————-

Depremden zarar goren insanimiza
” Devlet varmis, Devletime guveniyorum ” dedirtebilirsiniz!

Mevcut koalisyonun ulkede 5 yil kalmasini saglamak icin deprem konusunda zarara ugrayan vatandaslarimizin zararlarinin tazmini icin gidilen yolu yanlis buluyor ve bu sorunun ancak ” Bagimsiz , ehil kisilerden olusan ozel yetkilere tabi bir mahkeme ile cozulmesinin sart oldugunu ” soyluyorum.

Hukumetimiz bunu yapabilirse hem saibelerden kurtulacak hemde buyuk puan toplayabilecek ve devletin itibarini sarsmayacaktir. Su anda ulkede yapilmak istenen, (birer) “gunah kecisi ” bulunup dikkatlerin o yone cekilmesi ve gercek suclularin gizlenmesine aracilik edilmesidir.

Cunku, su anda suclu aramak icin yapilan calismalar cok komik, suclu aranmiyor, “organize suc cetesi” sucu gizlemek icin olayin yonunu degistiriyor. Buna musaade etmeyecek bagimsiz, ehil ve guvenilir kisilerden olusacak “ozel bir mahkemenin olusmasi ” gerekmektedir: a) Suclulari yargilayacak olan kurum hala suca istirak etmislere bagimli bir kurulus. b) Bu kurumda munhasiran bu dalda ehil cok az kisi var(dir). Su anda bu gorevi yapmakla gorevlendirilenler gerek psikolojik, gerek yoreye yakinlik , gerek vasiflari, gerekse de depremden etkilenmeleri nedeni ile bu gorevi yapamazlar. c) Adliye bilirkisileri ehil degil . Halki bir cok dava acmaya yonlendirmekle bu davalar karistirilmak isteniyor .

Dava acilma suresi icin bir yil vardir. Cok dava actirarak icinden cikilmamasini saglamak istiyorlar. Bu bence organize bir hareket. Uc dava acilir ve bunlardaki netice digerlerine emsal olur. Cunku bu davada belli kisilerin yargilanmasi icin gecilmesi gereken onemli (asamalar) vardir . Hafizasi guclu olanlar Abdi Ipekci ve Ugur Mumcu cinayetlerinin nasil cozulmemek icin kapatildiklarini dusunurlerse yargiya bagimli olmayan ve ozel yetkilerle donatilmis bir mahkemenin bu konuda ne kadar gerekli olduguna inanirlar. Her ulke kendi pisligini kendi bagimsiz mahkemelerinde temizledi. Onlar(in eline gecen firsatlar) bize de geldi. Ama biz tum dunyada Basbakanlarin bile iceri girdigi beynelmilel yolsuzluklari ” kurumlari koruyalim” diye ortaya bile cikarmadik. Yerli firsatlar da cikti, ama hic birini degerlendirmedik . Ne ISKI ne de SUSURLUK hic birini degerlendirmedik. Cunku “gunah kecileri” bulmakla vakit gecirdik. Onumuze bir les attilar , hayvani hislerimizle onunla oyalandik.

ISKI tam anlamiyla siyasetin kara paradan beslenmesi idi. Ne oldu ? Siyasi parti gelirleri zaptirap altina mi alindi? Hayir, alinsa idi kara paradan arinmis bir siyasi parti is yapabilirdi . Simdi kara para ile iktidar olup sonra da onlara devletin varliklarini mecburen dagitmak zorunda kaliyorlar . 

Susurluk olayinda bagimli mahkeme hic bir sey yapamadi cunku biraz ileri gitse olayin icine belki 500 meslektasi girecekti. Insan kendi kendini yargilayabilirmi? Biz Susurluk’u yaratan sisteme “kendini yargila” diyerek kendi kendimizi kandirabilen bir milletiz . Suclu kendini yargilar mi?

Iste depremde de ayni olayla karsi karsiyayiz . Lutfen bu olayin da ,tabiri caizse , “icine etmeyelim”. Cozum nerede diyeceksiniz ?

Ozel bir mahkeme bu konuyu cozer . Cunku bu sorun nerden kaynaklanmis , basindan itibaren alacaktir: a) 1/25000 (olcek)ler hazirlanirken gorevi ihmal ve bu yerlerde “konut yapilabilir raporu” verenler, b) Belediyelerin , teknik adamlarin ve denetim elemanlari sorumluluklari, c) yapicinin ve teknik ekibin sorumluluklari ve projeye uygun malzeme kullanilmamasi ve yapimdaki teknik elemanlarin sorumluluklarinin tayininin tespiti…

Bu mahkemeye secilen uyelerin, bilirkisilerin , katiplerin, korumalarin , basin burosundaki gorevlilerin bile ozel yontemle tayini sarttir. Bu kisilerin tayinininde uc unsur onemlidir:


Siyasete yakin olma(malari), uc nesil aile(lelerinin) servet beyanini verebil(meleri), bu konularda ehil ve tecrubeli olmalari sarttir. Cunku, bu davada oyle kisiler (saklanmaya) calisilacak ki bunun baska caresi yok . Bu davalardaki sonuclar bizi 21. yuzyila hazirlayacak ve (bunda) iyi sinav verirsek, bu sinifi gecersek “depremde 40 yil geri gittik” diyenlere benim tek cevabim (olacak). Biz sistemi yeniden yapilandirmakla 40 yil ileri gideriz. Olen vatandaslarimizi bir daha geri getirmek imkanimiz olmadigi gibi bu acilari dindirmek icin de bu olayda kusur ve kabahati olanlari da linc edilecek insanlar gibi hedef gostermiyoruz .

Onlarin kusurlarindan dolayi maddi odeme yapmalari ve itibarlarini kaybetmeleri zaten (onlara) en buyuk cezadir. Bir de bu insanlari ekonomi ve toplum disina itici faaliyetlerden (sakin)mak gerek.

Kin , nefret ve oc alma duygularimizi frenlemeliyiz.

Suclular, ama gercek suclular dogru ve guvenli yargilama yolu ile hurriyeti tehdit unsurunu her zaman (goz onunde bulundurup) bunlarin da is gorme yeteneklerini elinden almadan, bunlarin da birer aileleri ve bakmakla yukumlu kimseler oldugunu dusunerek hareket edilmesi gerekir.

Gaye uzum yemektir, bagci dovmek degil . Simdi en kolay yol olan “delilleri karartiyor” diyerek adamlari iceri atmaya kalkismanin da bir cozum olmadigini soylemek isterim. Cunku ortada karartilacak bir delil yok .Video filmler ve fotograflar bile tek basina bir delil. Ornek almak tam bir komiklik : Birisine yap demisler, (simdi) herkes birbirini kandiriyor, dostlar alisveriste gorsun. Sen ulkeye Ukrayna’dan demir gelmis, onay vermissin sonra “bu mal TSEK ozelliklerine sahip” dersen , bak iste (o zaman) icinden cikil (amayacak) basli basina bir sorun (yaratirsin). O yuzden boyle sacmaliklari birakmak lazim . Bu nedenle her deprem bolgesindeki Adliyede sadece uc emsal dava acilmasi yeterlidir. Nasil Apo’yu her gun yargiladiksa bu mahkeme de ara vermeden ayri bir yerde bagimsiz olarak isini yapar ve cok kisa surede kararlar cikar. Bu kararlar diger davalar icin emsal olur, diger davalar buna gore acilir ve bir kac celse ile karara baglanir. Aynen mal beyani vermeyen dosyalarda hakim nasilsa gunde 300 davaya bakiyorsa , bu davalarinda da secilecek ozel mahkemenin kararlari diger mahkemelere emsal olur ve hic degismez . Degisen sadece rakamlar olur .

Halka 50.000 adet dava actirmak da ne oluyormus ? Ehil olmayan bilirkisilerle (ve) ehil olmayan aletlerle yapilan raporlardan sonra , iyi avukat tutan ve hukukun bosluklarindan yararlanan Muteahhit sucsuz olacak! Bu normal degil!

Veya su anda malum bir Turk buyugumuzun acmis oldugu hukuk burosu ile Adalet ozellestirilmeye calisilacak, devletin yapamadigi tahkimi bu arkadasimiz sozde 15 avukat var deyip, masalarda adamin agzina silahi dayayip, “adam sizin zararlarinizi karsilayacak ” denecek. Siz buna sistem mi diyorsunuz ? Biz sistemi duzeltecegiz derken gozununuzun onunde olan bu olay(lar)a nasil musaade ediyorsunuz?

Oldu olacak adaleti ozellestirelim!!! Saka bir yana , bu devletin iflasi olur. Buna kimsenin musaade etmesi dusunulemez.

Her evin tek tek analizine gerek yok. Yerden ve havadan filmler alinsin, diger acilacak davalar emsal olur. Cunku bu konuda fay hatti haritasi elde , bunlar bilgisayarla haritanin ustune oturtulur. Ayni fay hattinda yikilmamis bina(lar) var, digerleri yikilmis. Bunun icin rapora ne gerek var? Is mi yapacagiz, (Gosteri) mi yapacagiz? Ayni sokakta yan yana iki ev var: Birisi saglam, digeri curuk. Bunun icin (kani)mca rapora gerek yoktur. Tabi ki daha pratik yollar da bulunabilir. Mesele is karistirmak degil, pratik olarak is cozmektir. Simdi, adam bir ev yapmis ve bina cokmus; bu adam dava acsa, ” ben ehil adam degildim, bana bina yaptirmakla devlet kabahatli(dir)” dese, bu davayi dogru dusunebilen kafalarin mantiginda kazanir. Ama bizim mahkeme(lere) gore sucludur . Manava, bakkala, saire “parasi vardir” diye muteahhitlik yaptirirsak sonuclar ortada. Iste bu sistemin yeniden yapilanmasi olacak(tir). Sanirim, bu muteaahhitlerin yaptigi zararlarda Devlet de sorumlu olacak ve bunun bedelini odeyecek(tir). Biz sadece, insan(lari)miza kaybettiklerini(n) maddi olarak ode(nmesini) ve “Devlet varmis!” denmesini istiyoruz.

Bugunku mahkemelere birakirsak:

Bizdeki mahkeme kararlari dunyada hic bir standarti olmayan kararlar(dir). Ayni konuda yuzlerce adet degisik karar verebilen (mahkemeler) bir tek bizde vardir. Bu davalarda da (boyle) olacagi(ni) soyleyeyim. Bizim, ornegin , meshur uc muteahhidimiz, hic suclu bulunmayacak(lardir). Oyle mahkeme kararlari ve oyle raporlar olacak(tir) ki ortaya 1000 adet degisik karar ve rapor cikacak(tir) .Meclis olayinda (kimsenin) gozunden kacmamistir . Meclis baskanimiz suclu bulundu, fakat Adliye ile ic ice olan iki insaat sirketi hakkinda dava bile acilmadi! Bunlar komik seyler.

Iste bu kadar basit bir olayda (bile) bizim siyasilere bagimli ve zaten yeterli hukuk egitimi alamamis hakimlerimiz, bilirkisilerin ve siyasilerin kuklasi olur(lar). (Yilda bir kere konusmakla yargi adami olunmaz. 15 gun davaya cikmazsin, yarginin bagimsiz olmasini ve yargi uyelerine sendikal hak getirilmesini ve maaslarinin milletvekili maaslarina esit olmasini saglamayan bir kuruma benim saygim yok(tur).Once insanca yasayacak bir maasi alacak, kendi bagimsizligini saglayacak, sonra da kendi icindeki pislikleri kendi temizleyecek. Cunku siyasetle o kadar vicik vicik oldular ki bir gun evvel milletvekillegine adayligini koymus kisi ertesi gun mahkemeye cikiyor, “tarafsiz olacagim” diyor. Yok boyle bir sey ve olamaz da! Herkes gozunu acsin boyle gelmis boyle gitmeyecek!

Bilirkisi konusuna gelince :


Bilirkisi adi verilen kisilerin de yaptiklari isler nedeni ile ad(lari) “esasinda bilmez kisi(ler)dir “. Bizim memleketde ne kadar is bilmez ( bir kac istisna idealist haric ), bir baltaya sap olamamis adam varsa, siyasilere yakinligiyla “bilmez kisi iken” “bilir kisi” olmustur.

Ne yazik ki hakimlerimiz dosya bile incelemez , hukuki olaylari bile bu bilirkisilere yollar(lar). Yani hukuki (bir) konuda bile hakim (in) (kendisinin) karar vermesi gerekirken bu konuyu bile bilirkisiye yollar ve hakim, “efendim, ne yapayim bilirkisi boyle karar verdi” deyip karari basar . Mahkemede karar veren bilirkisiler mi, hakim mi bilinmez.!

Iste, Turkiye deprem felaketini, (onun) sistemin islemeyen yerlerinden kaynakladiginin tesbiti ve ilerde daha buyuk depremlerde daha buyuk can kaybi olmama(si) ve icindeki pisli(kleri) temizleme sansi gibi bir kazanca donusturebilir.

Cunku, dogru ve guvenli bir yargilama neticesinde Turkiye’de “yapanin yaninda kar kalmadi” imaji ile devlet itibar(ini) yenileyebilir. Bizim en buyuk ihtiyacimiz devletin itibaridir. O itibarli olursa bu itibar hepimizindir. Hedef onun itibarinin (korunmasi /yukseltilmesidir).

Saygilarimi sunarim.

Mujdat guler – 2 Eylul 1999

Amerika – Turkiye ekonomik iliskileri….!

Degerli Arkadaslar,

Amerika dis ticaret aciginda dunya rekorunu elinde bulunduran bir ulke.. Sattigindan cok daha fazlasini aliyor… Amerikanin dis ticaret acigi vermeyip ,  arti verdigi ulkenin Turkiye olmasi bu konuda bazi carpikligin oldugunu gosteriyor….

Sorunlari iyi tespit etmek gerekir  uretimin , dis ticarete ve ozellikle Amerikan pazarina uygun olarak duzenlenmemis olmasi ve Atlantik otesinde yapilanmamis olmamiz bu ulkeye 50 milyar $ lik mal satmamizi engellemekte..

 Once bir nerdeyiz ona bakalim sonrasinda cozumleri konusalim ..

Bugun Turkiye gelismis  bankaciligi , gelismis mutesebbisi, mukemmel lisan bilen beyin gucu , haberlesmede geldigi yer  ile uretim ve  dis ticaret icin onemli alt yapiya sahiptir…
Kaynak , hammadde , enerji maliyetleri, vergi ve verimlilik sorunlari vardir..

Tepeden baslamak uzere, yatirim ortaminin iyilestirilip, tesvikleri arttirip , mutesebbisin arkasinda hem devlet hemde kamu oyu olarak destek verirsek, insaatcilik , faizcilik ve gunluk isleri one cikarmak yerine, sanayicileri ve ihracatcilari ulkenin bas taci yapabilirsek ;

Dis ticaret yatirimciligina soyunacak global dusunebilen ve hedefinde malinin onemli bir kismini ihracaat yapacagim diyerek yanina yabanci ortagi alan , kurulus yerini iyi tayin eden mutesebbislerimiz olacaktir..

Cozume bakarsak..

Bugun Amerikan pazarinda yepyeni bir yapilanmaya gitmek gerekir..
Bunu yapabilmek icin olmazsa olmaz denilen uc hususu planlamak ve yapmak gerekir..

a. Mevcut tesislerden bu pazara ihracaat yapabilecekleri tespit edip onlarin mallarini Turkish Trade centerlar ustunde pazarlama projesi ..( Amerika’ya amerikali sirketle, amerika’li saticilar ve ic ticaret sartlarina gore mal satilir , uzaktan yonetim ve dis ticaret modeli amerikada islemez)

b. Amerikada mevcut dar bogazdaki tesisleri alarak buradan ic pazara mal satma projesi ..( Amerika
ucuz enerji , satin alma gucu, enerji maliyetleri , risk sermayesi, vergi ve verimlilik avantajlari ile  dunyanin uretim cenneti olmaya adaydir, cinde yetismis mutesebbisini , cinde olusan sermayedar ile birlikte ulkesine ithal edecektir, iste Turkiye bu yol ayriminda eger bu ise Amerika’dan baslarsa sonucta ortagi ile hem turkiye’de hemde dunyada daha onemli isler yapabilir , baslangic amerika olmasi avantajlar saglar)

c. Amerikalilarla ortak projeler gelistirerek , amerikan pazarina mal satacak yeni tesislerin yapilmasi …
( Ben dunya markasi olmayacagim, ben olusmus Ford gibi markalarla is yapar, tasaronluga devam eder, risk almadan cok buyuk paralar kazanmak isterim diyenler aynen Ford modeli gibi bu ulkeki onemli sirketlerin markalari ile turkiyede uretim yapabilmek mumkundur orada yatirim yeri, kapasitenin tayini , yonetim seklinde teslim olmak ve onlarin istedigini tamamen verip, siyasi , ticari ve mali olarak iyi yardimcilik yapabilmeyi kabul etmektir buda onemli bir istir , amerikalilardan ogrenilecek cok sey vardir , oncelikle bunu iyi bilmek gerekir )

Bunlarin hepsi kisa , orta ve uzun vadeli projelerdir..
Atlantik otesinde uyeleri  TOBB , DEIK, TUSIAD ve Yatirim ajanslari ve ekonomik koordinasyon kurullarindan ve Amerika’daki kurulmus ticari organizasyonlardanda uyelerin olusturdugu , ayrica bugun Amerika’da onemli ticari faaliyetler ustlenen Tacci , Tuskon , Atcom v.s gibi kuruluslarda bu organizasyona uyeler vererek dort onemli eyalette milli bir politikanin olusturulmasina calismalidirlar..


Bu organizasyonu idare edebilecek tecrubeli bir icra kurulu  hukumete konunun cozumunu getirebilecektir.. Hepsinin icinde bulundugu bagimsiz bir yapilanma cok adam yerine mevcut yapilarin adamlarini kullanip gorev dagilimini dogru yaparak bir koordinasyon makami olarak buyuk isler cikartabilir… 

Bugun yapilan siyasetin , cemaatlerin basi cektigi  organizasyonlarin  pesinden gidilen projelerde buyuk basari gelmez, hepsi dogru isler yapmaya calisan , zamanlarindan vakit  ayirip , hem kendilerine hemde ulkeye katki yapmak icin ugrasan insanlar ama bu daginik yapi bizi G7 ler icine tasiyacak amerikaya yilda 50 milyar $ mal satabilecek takim olamazlar, hepsi birbirinden ayri , dar butce, dar kadro , dar vizyon ve sinirli sayida imkanlarla cok zor isleri yapmaya soyunmuslardir , olmadiginin ispati rakamlardadir ve bu yapilanma ile bunlari saglamakta mumkun degildir, cok iyi bir butce, mukemmel bir kadro, iyi yapilanma olmadan fidani dikmeden bu isten meyve almak mumkun degildir..

Turkiye Turizm, saglik, Savunma , Insaat ve Gayrimenkul sektorununde bu proje kapsaminda entegre olarak degerlendirildiginde iki ulke arasindaki karsilikli ticaretin 100  milyar dolarin cok ustunde oldugunu gormek mumkun olacaktir..

Turkish trade centerlar, ayni zamanda Turizm, saglik , savunma , insaat , sanayi ve Emlak’in merkezleri olacaktir, bunlar tanitim gorevini iyi yaparlarsa 365 gunluk sabit fuar gibidir ve sonucta bu sabit merkezler bizi cok onemli yerlere tasir..

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

guler1@aol.com

Bill Clinton Orlando’da ……!

Onu ilk defa 1996 yilinda gene Orlando’da gorme sansina sahip olmustum… Kasim 96 secimlerinden once Orlando’yu ziyaret etmisti…

 Butce aciklari yaklasik 226 milyar dolar seviyesinde idi , kendisine bir dort yil daha sans verildigi takdirde iki yil icinde denk butceyi yakalayacagini ve kendisinden sonraki Hukumete arti butce birakacagini soz vermisti…

 Konustugum bir cok insan bunun imkansiz oldugunu amerika ekonomik tarihinde denk butcenin bir hayal oldugunu soylemisti..

 Ama sn. Bill Clinton dedigini yapti , ustelik butce denk hale geldiginde 1998 senesinde bu sozu verdigi Orlando’da gene tum Amerikan halkina seslendi ve butcenin denk hale geldigini bildirdi..

2000 senesinde iktidari sn. Bush’a birakirken Amerika’da butcede sanirim 135 milyar dolarlik bir arti bakiye vardi..

 Sonra ne olduysa oldu Amerika 8 yil icinde denk butceden vazgectik yaklasik 850 milyar dolarlik bir butce acigi verir hale geldi…

Kucaginda bu cocugu bulan yeni Hukumet once hastalik nereye bulasmisti onun teshisine giristi ve bana gore henuz hastaligin teshisi tam konulamadi…

Enkazin boyutlari tam olarak tespit edilmis vaziyette degil… Amerika su anda ekonomik depremin hasarlarini tespit etmeye calisiyor ama hayat devam ettigi icin enkaz kaldirma calismalari ile ekonomik kalkinmayi ayni anda yapmaya calisiyor…

 Bundada cok basarili isler yapiyorlar, en onemli olay olan Guveni tekrar kazanacak girisimler olumlu ancak tedbirler sokaga yansiyormu diyeceksiniz birakin sokaga yansimayi sokaktaki gorunen tablo hic acici resim vermiyor…

Mallara bakiyorum bir cok dukkan kapanmis, alis veris merkezlerinde dolasan insan sayisi cok azalmis, kapanan lokantalar insani uzuyor…

Icra satislari her gun artiyor, kapanan is yeri sayisinda gozle gorulen artislar var… Gozle goruldugunde isler daha kotuye gidiyormus gibi gozukuyor ama rakamlara baktigimizda her sey olumlu gibi gozukuyor sonucta goze degil , istatistik rakamlara bakildigina gore bizim gozun hic bir anlami olmuyor…

Bill clinton bugun Orlando’dan gene gelip geciyor, bu sefer bir Baskan olarak degil , ulkesinin gelecegini dusunen akil kisi olarak , gelecegi yonlendirecek basarili genclerin onunu acacak projelere destek olmak icin gayret sarfediyor..

Amerika cok ozel gunlerden geciyor, ekonomiyi bu hale getiren guven unsurunda onemli gelisme kaydetti simdi guvenin sokaga yansimasini bekliyoruz..

Sevgi, saygi ve selam ile..

Mujdat guler