Degerli Arkadaslar..
Turkiye dunya demokrasi liginde bir cok yerde analizleri yapildi..
1. Freedom House 2010 raporunda Türkiye’nin “kısmen özgür” devletler arasında yer aldığını görduk. Bu kategorideki devletlerin özellikleri şunlar: Hukuk devleti zayıf. Yolsuzluklar ileri düzeyde. Etnik ya da dinsel mücadeleler var. Sınırlı bir çoğulculuk görüntüsü altında tek parti egemenliği geçerli.
2. Economist Intelligence Unit’in 2010 raporu Türk demokrasisi hakkında daha ayrıntılı bilgi veriyor. Türkiye, tam demokrasi ve kusurlu demokrasilerden sonra gelen “hibrid ülkeler” sınıfına giriyor. Seçim notu 7.9. Buna karşılık katılım 3.9, demokrasi kültürü 5, hak ve özgürlükler 4.7. Başka bir deyişle, Türkiye’de secimler dürüst yapılıyor. Ancak özgürlükler sınırlı, katılım zayıf, demokrasi kültürü iyi değil.
3. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni en çok ihlal eden devlet olduğunu ve Rusya ile birlikte hakkinda en cok dava acilan ulke oldugunu bilmeyenimiz hemen hemen yok gibi ..
Türkiye’de uygulanan demokrasinin pek çok temel kusuru var. En buyuk kusuru ise kuvvetler ayriliginin olmayip , kuvvetin tek bir elde toplanmasidir. Siyasi parti liderleri , yasamayi tayin edecek vekilleri atar, halkin onune atadiklarimi secin diye cikar, sonra anayasa ile yargi siyasi iradeye bagimli oldugu gibi, birde mufettisler Basbakanliga bagli oldugu icin yargida siyasetin emrine girer, medya ve denetim kurumlarida siyasetin emrinde oldugunda yasama-yurutme-yargi ve medya tek kisinin eline gecip, büyük bir güç olusur. İktidar denetiminde bir yargı, sindirilmiş bir basın, yandaşlarla doldurulan partileşmiş bir devlet, iyicene daraltılan bireysel hak ve özgürlükler alanı, keyfi tutuklamaların, yasadışı telefon dinlemelerinin, sabaha karşı yapılan aramaların, gözaltların yarattığı korku Türkiye’de bir baskı ortamı yaratıyor. Soluk alacak yer bırakmıyor. Türk demokrasisini “hibrid ülkeler” sınıfına sokuyor. Türk demokrasisi güç egemen yönetimler modelinin özelliklerini taşıyor. Bu ise gerçek demokrasi değil, demokrasiye alternatif bir modelde degil, gelisen demokrasinin henuz orta egitimi demek yerinde olur.. Henuz bu ligin ucuncu kumesinde oynuyoruz …
Daha onumuzde asilmasi gereken cok engel vardir, 1876’da ana okuluna yazildigimiz bu egitimde , arada 100 yillik bir fark olsada , bu farki sene olarak 20 seneye indirmemizde basaridir.
20 yili iyi degerlendirirsek , sorunlari bilen Turk halki , cozumlerinde bulunmasinda basaktor olacak ve sonucta “Egemenlik kayitsiz ve sartsiz halkin olacaktir.. “
Gelismis turk insanini Demokrasi disinda bir modelle yonetmek 20 yil sonra mumkun olamiyacaktir.. Bugun korku daglari bekler misali insanlar kistirilmis, korkutulmus, ekonomik sikintilar icine sokulmus, kavram kargasalari icine dusurulmustur..
Bu millet cok kotu gunler gormustur, bu gunleride atlatacaktir.. Benim Turk milletine guvencim sonsuzdur ve Demokrasi okulunu bitirip universitenin mezunlari arasina girebilecektir..
Sevgi, saygi ve selam ile
Mujdat guler