28 Haziran 1996 tarihinde Başbakanlık koltuğuna oturan Necmettin Erbakan, 28 Şubat 1997’de “post modern darbe” olarak nitelendirilen MGK toplantısı sonrasında alınan kararlar ile önce başbakanlık görevini koalisyon ortağı Çiller’e devretmek istemiş ancak Cumhurbaşkanı Demirel’in hükümet kurma görevini ANAP Lideri Yılmaz’a vermesiyle iktidarı bırakmak zorunda kalmış, kendisine siyasi yasak getirilmiş ve bir daha partisi Meclis’e girememişti.
28 ŞUBAT’A NASIL GELİNDİ
Prof. Dr. Necmettin Erbakan Başbakanlığı’nda kurulan RP-DYP koalisyonu sırasında yaşanan birçok olay 28 Şubat’ın nedeni olarak gösterilmiştir. İşte darbe nedeni olarak gösterilen olaylar: – 2 Ekim-7 Ekim 1996 tarihleri arasında Başbakan Necmettin Erbakan sırasıyla Mısır, Libya, Nijerya’yı ziyaret etti. Libya’da, Kaddafi’nin bir çadırda Erbakan ile yaptığı görüşmede sarf ettiği sözler muhalefet ve basın tarafından ağır bir şekilde eleştirildi.
– 3 Kasım 1996’da Susurluk’ta meydana gelen bir trafik kazasında mafya, siyasetçi, polis ilişkileri açığa çıktı. Başbakan Erbakan ‘fasa fiso’ dedi, -Kayseri’nin Refah Partili Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, 10 Kasım 1996 tarihli Refah Partisi İl Divan Toplantısındaki konuşmasında, Türkiye’de henüz gerçek demokrasinin olmadığını, hâkim güçlerin herkesi kendi görüşleri doğrultusunda hareket etmeye zorladığını söyledi.
Karatepe konuşmasında şunları söylemişti: “ Süslü püslü göründüğüme bakıp da laik olduğumu sakın sanmayın. Resmi görevim nedeniyle bugün bir törene katıldım. Belki başbakanın, bakanların, milletvekillerinin bazı mecburiyetleri vardır. Ancak, sizin hiçbir mecburiyetiniz yok. Refah Partili olarak yeryüzünde tek başıma da kalsam, bu zulüm düzeni değişmelidir. İnsanları köle gibi gören, çağdışı bu düzen mutlaka değişmelidir. Ey Müslümanlar sakın ha içinizden bu hırsı, bu kini, nefreti ve bu inancı eksik etmeyin. Bu bizim boynumuzun borcudur. ” Karatepe bu konuşması nedeniyle 1 yıl hapis ve 420.000 lira ağır para cezasına mahkûm edildi.
– Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, 11 Ocak 1997’de, Başbakanlık Konutunda tarikat liderleri ve şeyhlere iftar yemeği verdi.
– Yüksek rütbeli subaylar 22 Ocak 1997 tarihinde Gölcük’te toplanarak irticanın iktidarda olduğunu tartıştılar.
– 30 Ocak 1997’de Sincan belediyesi Kudüs gecesi düzenledi. Belediye başkanı Bekir Yıldız, İran büyükelçisinin misafir olduğu gecede sahneye konulan cihad oyunu basında tepki oluşturdu. Star muhabiri Işın Gürel saldırıya maruz kaldı. Bekir Yıldız tutuklandı, mahkûm edildi.
– 5 Şubat’ta Sincan’da askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yaptı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erbakan’a birkaç mektup gönderdi.
– Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya ‘irtica, PKK’dan daha tehlikeli’ dedi.
– 11 Şubat’ta Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü Ankara’da yapıldı.
28 ŞUBAT KARARLARI
28 Şubat’ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK laikliğin Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu sert bir şekilde vurguladı. 28 Şubat 1997’deki MGK kararları hükümete bildirildi. Kararda, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB’e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı, deniliyordu.
28 ŞUBAT SONRASI GELİŞMELER –
4 Mart’ta Başbakan Erbakan, MGK kararları yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi ve imzalamadı.
– 13 Mart’ta Başbakan Necmettin Erbakan, MGK kararlarını imzalamak zorunda kalmış ve daha sonra bu kararları imzalamadığını sadece ön yazıyı imzaladığını iddia etmiştir.
– 21 Mayıs’ta Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, ‘‘Ülkeyi iç savaşa sürüklediğini’’ söyleyerek, RP’nin kapatılması için dava açtı.
– 3 Haziran’da Susurluk Davası 7 ay aradan sonra DGM’de başladı.
– 7 Haziran’da Genelkurmay, irticai faaliyetleri desteklediğini iddia ettiği firmalara ambargo koydu.
– 10 Haziran’da Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkan ve üyeleri Genelkurmay Başkanlığı’na çağrılarak kendilerine irtica konusunda brifing verildi.
– 18 Haziran’da Necmettin Erbakan başbakanlıktan istifa etti. İstifasının nedeninin başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmek olduğunu belirtti.
– 19 Haziran’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini o sırada arkasında TBMM çoğunluğu olan DYP lideri Tansu Çiller’e vermeyip, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi.
– 30 Haziran’da Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Hüsamettin Cindoruk’la birlikte ANASOL-D hükümetini kurdu.
Bu donemde bermuda seytan ucgeni dedigimiz Is adami -Siyasetci -Medya bu iste askeri cok kotu kullandi , asker yukardakileri gordugu icin dogal olarak tepkili davrandi , halkin oyunu degistirenler aynen gunes otelinde oldugu gibi siyasetciyi , medyayi satin alanlardi .. Cozum icin
1. DYP milletvekillerinden ANAP ‘a transfer olanlarin mal beyanlari ve servet beyanlari alinsa, o tarihteki banka hareketleri izlense, kimin hangi baskilari yaptigini ogrenmek bu kisilerle konusarak saglanabilir hala bu milletvekillerinden bazilari sagdir.. Medya mensuplarinin o donemdeki para haraketleri izlense, cok gercek ortaya cikar..
2. 28 Subattan sonra iktidar olan Mesut yilmaz Hukumetinin is adamlari ile ilgili akceli isleri, servet beyanlari, burokratlarin ve medya mensuplarinin ve askerlerin mal beyanlari incelense devleti Kreiz silkeleme operasyonunda kimlerin keriz diye silkeledigi anlasilacaktir..
3. 28 subatta Turkiyede yasiyordum o donem oncesinde sermaye soyle olustu, Devletin parasini kendi bankalarinda mevduat diye tut, bunu bankalara gelmesi icin burokrati, siyasetciyi kullan sonra ayni parayi keriz devlete yuksek faizle sat.. “Keriz devleti silkeleme operasyonu ” dedigimiz bu olayi Prof. Osman hocam , sn, Erbakanin bas danismani olarak havuz sistemini kurarak cozdu , ulkenin % 88 vergi gelirleri faiz odemesine gidiyordu ve ulkede en onemli devrimlerden biridir, 28 subat kayit disinin , kendini kayit icine almasina yanasan iktidari atmasidir ve ondan sonra gelen hukumetler her ne kadar “Nerden buldun ” diye sormak istemislerdese gene iktidara “Nerden buldun ” diye sormayacagiz diyenler gelmistir, o yuzden 28 subatin ancak askerlerini yargilayabilirler, su anda 28 subati yapanlar zaten mevcut iktidarin yanindadir, resme bakin ilk siranin arkasinda kendini gostermek icin kafasini kaldiranlara bakin iste 28 subatcilar onlardir ve ulkede hala
Mal beyanlarindaki gizlilik maddesi kaldirilmadigi icin, nerden buldun sorusu sorulacak, saydamlik, demokrasi ve denetimin bagimsizligi ile siyasal partinin ve milletvekilin bagimsizligi ile yarginin bagimsizligi ve ehil olmasi , denetiminde ayni sekilde ehil ve bagimsiz olmasi saglanamadigi icin Kayit disi ulkeyi hala yonetmektedir.. Bu yapi 28 subatlari cozemez ancak oy almak icin bir kac pasayi daha iceri atar ve oyunu biraz daha arttirir, yarin bu cete bu seferde bugunku iktidar yolsuzluk yapti, kendi zengini yaratti diyerek onlar gene baska bir kullanacaklari kisileri iktidar yapar ama gene resme bakin onlarin kafasi 60 yildir hep ayni yerdedir, o yuzden “Keriz silkeleme operasyonlarinda ” dikkatli olup Keriz olmamaya bakin lutfen..’
Sevgi, saygi ve selam ile
Mujdat guler
4 thoughts to “28 Subat’a nasil gelindi, 28 Subat’i nasil cozebiliriz !!”