Degerli Arkadaslar,
Türkiye, 2010 yılında toplam 113.7 milyar dolar ihracat yapti, ABD’ye yapılan ihracat 4.2 milyar’da kaldi .
Türkiye’nin toplam ihracatı içerisinde ABD’nin payı yüzde 3.2 oldu. Dünyanın dışa bağımlı en büyük ekonomisine sahip olan ABD, 2010 yılında toplam 2.3 trilyon dolarlık ithalat yaparken, Turkiye bu konuda gecmiste bir donemler arti verdigi dis ticaretinde Amerika bile Turkiye’ye karsi dis ticaret fazlasi vermeye basladi..
Türkiye, ABD’nin toplam ithalatı içerisinde sadece binde 18 paya sahip. Türkiye’den her yıl gelen ticari heyetlere, iş toplantılarına, fuarlara rağmen Türkiye’nin ABD’ye yaptığı ihracat 2004 yılında yaptığı 4.9 milyar dolarlık ihracatın da gerisinde kaldı.
Kumanda merkezinin atlantigin otesinde olmasi ve cozumu Buyukelciler, ticaret ateseleri ve toplantilarda arayanlar en onemli yanlisi yapiyorlar, Amerikan uretim ve satis yapan kisileri bu sistemin icinde kullanmak cozumler gitmede isimizi kolaylastiracaktir..
Her gelen siyasetcinin , gorevlinin Amerikayi yeniden kesfetmeye calismasi,gecmiste neden yapilmadiginin analiz edilip, nasil yapilacagi anlasilmadan cozumlere gitmek mumkun degil, yanlisin nerede oldugunu gorup, gorevi iyi bilenlere vermeden amerika’ya ihracati, insaat sektorunu ve hizmet sektorunu gelistirmek mumkun degildir..
Firmalarimiz Atlantigin otesinde kalarak burada yapilanmadan bir anda pazara girmek istemekte veya buyuk ihaleleri almayi dusunmektedirler, Karsan olayi buna en iyi ornektir, red sebepleri firmalarin atlantigin otesinde yapilanmalarinin olmadigini gosteriyor.
..
Turk firmalari , uc gunluk fuarlarla pazari tanimaya calisiyor , bu pazar diger pazarlardan farkli , Amerikalilar dis ticaret yapmak yerine , mali kapilarinda istiyor, o yuzden bu ulkeye buyuk mal satanlarin hepsi bu ulkede yapilanmalarini tamamladiklarini ve 365 gunluk sabit merkezlerinin oldugunu goruyoruz..
Turk firmalarimiza devlet buyuk imkanlar saglamis olmasina ragmen , ev odevine iyi calismayan ureticilerimiz , burada imkanlari olan firmalarida kullanmakta dikkatli hareket etmemektedir.. Devletin ofis, magaza tesvikleri ile Turquality tesviklerini okumayan, devlet bunlari vermez diyen , bana su isi iki dakikada anlat diyerek , okumadan hoca kesilen arkadaslarimiz tabiki bu ulkeye giremiyorlar..
Amerikada kurulmus sirketler ve bu ulkeye gelmek isteyen dogru planlama yapamayan, butceleri ilk basta cok gereksiz buyuk tutanlar veya cok kucuk tutanlar, arkalarina devlet tesvigi alamayan firmalarin cogu kisa surede donmek durumunda kaliyor, burada en onemli is nasil, nerde ve ne sekilde baslanacagi, efendim hangi eyalette yapilanacagim diyorlar..
Sirketi kurdugun eyalet tax avantajlari en iyi olan eyalettir, yonetimi yapacagin eyalet 12 ay ucaklarin inebilecegi, fuarlarin en cok oldugu en ucuz elemanlarin oldugu eyalettir, mali pazarlayacagin eyaletler urettigin urune gore farklidir, bayilik vermek uzere gelmissen ilk orneklerini urununle ilgili eyaletlerden baslayacaksin.. Tek eyalate bagli kalanlarin tabiki global marka olma sanslarida olmuyor…
Amerika’da arkana iyi danisman, iyi avukat, iyi mali musavir, iyi pazarlamaci elemanlari, iyi e-mail tanitim ve e-trade firmalari ile dukkanlar konusunda tecrubeli emlakcilari ve brokerlari almayan , finans , borsa ve tesvik imkanlari ile hibe kredilerini kullanmasini bilmeyen ekiplerin basarili olmasi ve dunya markalar ligine katilmasi cok zordur..
Bunlari cok maliyetli yapmaya calismakta cok zararlidir,kaliteyi ucuza alabilmenin bugunlerde imkani vardir..
Turkler atlantigin otesinden burayi devlet, burokrasi , TOBB ve is adamlari olarak idare etmek yerine , gene patronajin onlarda oldugu yonetimin burada oldugu dort eyalette “Turk ticaret merkezlerini ” yapilandirmadan neticelere gitmek mumkun olamiyacaktir..
Avrupa ekonomilerindeki küçülme dogal olarak Amerika pazarına duyulan ihtiyacı arttıracaktir. Afrika, Orta Doğu ve Körfez ülkelerindeki tüketim gücünün Amerika ile kıyaslanmasına imkan yok. Dünya markası olmak isteyen her markanın mutlaka yolunu düşürmesi gereken pazarlardan biri kesinlikle Amerikadir..
Türk ürünlerinin veya şirketlerinin Amerika pazarında karsilarinda buraya öğrenci veya çalışmak için gelmiş, kendi işini kurmuş, Amerika pazarının inceliklerini iyi algılamış girişimcileri goruyor, bu arkadaslar amerikan pazarini cok iyi biliyor ancak turk uretici ile ayni dili konusamiyor, Amerika’da insanlar iclerinden geldigi gibi konusur, Turkiye’de insanlar ise iclerinden geldigi gibi konusmazlar, ticari yapilari saydamlik ustune kurulmamistir, ana sorunlarda buradan baslar.
Onlari bir noktada bulusturmak sorunlari cozecektir, buda her iki ulkeyi bilen insanlarin yonettigi mekanizmalarda saglanir..
Bu blogta 2009’da yazdigimiz , sorunlar , cozum yollari ile ilgili degisen bir durum olmadi, birileri kulaktan dolma bilgilerle , kolay dedi hemen oncelikli eyaletler belirlendi tamamda oncelikli eyaletleri belirlediniz buralarda nasil bir yapilanma yaptiniz, akincilar olarak kimleri yerlestirdiniz, ne kadar butce ayirdiniz, ne yaptiniz, neden ihracati arttiramadiniz ?
Hala yerinizde sayarak, ne yapmayi dusunuyorsunuz ?
Diye adama sorarlar, makamlari doldurmak, gazetelere bol bol haber vermek, amerikayi kesfettik demek guzelde ne yazikki bu ulkeyi fethedemedik ve yerimizde saymayi birak dahada geri gitmeye basladik..
Yavas yavas artik takkeyi one koyup, nereye gidiyoruz, cozumlere nasil gidebiliriz demenin zamani gelmedimi ?
Sevgi, saygi ve selam ile
Mujdat guler