“Fırat’tan Chobani’ye: Bir markanın yeniden doğuş hikâyesi”
1. Yanlış Başlangıç: Küçük Tesis, Büyük Hayal
Hamdi Ulukaya, NY eyaletinde Berlin’de “Fırat” markasıyla işe başladığında sermayesi, Amerikan tecrübesi ve üretim kapasitesi sınırlıydı.
Yanlış pazar (restaurant depot tipi yarı toptancı), yanlış marka ve yetersiz üretim hattı ile başladığı iş, aslında pek çok Türk girişimcinin Amerika’da düştüğü tuzağın bir yansımasıydı.
⸻
2. Kırılma Noktası: Fırat’tan Chobani’ye
Her şeyi değiştirdi.
Amerikan orta gelir üstü market zincirlerine (Publix, Goodings, Whole Foods vb.) ürün verebilmek için sistemi yeniden kurdu.
Vatandaşlığı, kredi geçmişi olmaması sorunlarını çözdü, risk sermayesini kullandı, SBA 7(a) ve 504 programlarını profesyonelce çözüm ortaklarına uyarladı.
Doğru ekibi kurdu, üretim hattını büyüttü, markayı yeniden konumlandırdı.
Ders:
“Amerika’da üretmek istiyorsan, sistemi bilmek yetmez; sistemi inşa edecek cesaretin, ekibin ve uzun vadeli vizyonun olacak.”
⸻
3. Chobani’nin Yükselişi: “Greek” Etiketiyle Türk Başarısı
Hamdi Ulukaya, “Türk yoğurdu”nu Amerikan pazarına Yunan yoğurdu diye taşıyan eski Osmanlı kökenli Danone ailesinin onlarca yıl yarattığı Greek markasına tutundu; çünkü o dönem “Greek Yogurt” kategorisi trend olmuştu.
Ancak fark yaratan şey ürün kalitesi ve ambalaj tasarımıydı.
Çeşitli meyveli lezzetler, hijyenik üretim hattı ve güven veren marka kimliği Chobani’yi Amerika’nın en büyük yoğurt markası yaptı.
Bugün Chobani, 7.000’den fazla çalışanı olan ve sosyal sorumlulukla büyüyen bir “purpose-driven company” örneği olarak Davos’ta bile ABD’yi temsil ediyor.
⸻
4. Türk İş İnsanlarına Mesaj: “Amerika’ya Seyahatle Değil, Sistemle Girilir”
Hamdi Ulukaya’nın başarısı bireysel bir mucize değil, doğru sistem tasarımının sonucudur.
Türkiye’nin ABD’de yılda yalnızca 18 milyar $ ihracat yaparken, bu potansiyeli 150 milyar $’a çıkaramamasının nedeni; plan, finansman, insan kaynağı ve sürdürülebilir yönetim eksikliğidir.