Arka arkaya 7 secim kazanan Lider…!!

Başbakan Erdoğan 1994’ten beri değişmeyen kazanma geleneğini Anayasa Referandumu’nda da sürdürdü.

Ilk kez 1986 milletvekili ara seçimleriyle halkın karşısına çıkıp kazanamayan Başbakan Erdoğan, 1989 İstanbul belediye başkanlığı ve 1991 milletvekili seçimlerinde de umduğunu bulamadı. Fazilet Partisi’nin kapatılmasıyla Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kuran Erdoğan 2002’de girdiği ilk genel seçimlerde Başbakan seçildi. Erdoğan girdiği 5 seçim ve taraf olduğu iki referandumdan başarıyla çıktı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan halkın karşısına çıktığı 1986-1991 arasındaki ilk üç seçimi kaybetti ama sonrasında tam7 seçim ve referandumdan başarıyla çıktı…

Erdoğan 1976’da Beyoğlu MSP Gençlik Kolları Başkanlığı’na seçilerek başladığı siyasi kariyerinde, halkın karşısına ilk kez 1986 ara seçimlerinde milletvekili adayı olarak çıktı… Onu, 1989’da belediye başkanlığı, diğeri ise 1991’de milletvekilliği seçimleri izledi. Üçünde de seçilmeyi başaramadı. Ta ki 1994’te İstanbul’a Belediye Başkanı adayı olup seçimi kazandığı güne kadar. Ancak, bu tarihten sonra girdiği tüm seçimleri ve taraf olduğu referandumları hep kazandı.

Rizeli kıyı kaptanı Ahmet Erdoğan ile Tenzile Erdoğan çifti, 1954’te doğan ikinci oğullarına Recep Tayyip adını verdi. Tayyip adını dedesinden, Recep adını da Hicri takvime göre Recep ayında doğmuş olmasından dolayı aldı. İlkokulu Kasımpaşa Piyale İlkokulu’nda, liseyi ise İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde okudu. 1973’te mezun olduğunda o yıllarda İmam Hatip Lisesi mezunları üniversite sınavına sokulmadığı için dışarıdan bitirme imtihanlarına girerek fark derslerini verdi, böylece Eyüp Lisesi’nden de ikinci bir lise diploması aldı.

TRANSFERİ GÜNDEME GELDİ Daha sonra Marmara Üniversitesi’ne bağlanan İktisadi ve Ticari İlimler Yüksek Okulu’ndan 1981’de mezun oldu. Gençlik yıllarında siyasetle, ticaretle ve futbolla meşgul oldu. Fenerbahçe’ye transferi gündeme geldi. Babasının futbol yasağı ve 12 Eylül darbesinin ardından İETT’deki bıyık yasağı birleşince tüm enerjisini siyasete yönlendirdi. Siyasete Milli Türk Talebe Birliği’ne girerek adımattı. 1976’da Milli Selamet Partisi (MSP) Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığı’na ve aynı yıl MSP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığı’na seçildi. 12 Eylül darbesinden sonra 1983’te kurulan Refah Partisi’yle siyasi hayata tekrar atıldı.

1984’te Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985’te de İl Başkanı ve MKYK üyesi seçildi. 1986 ara seçimlerinde milletvekili adayı oldu ama seçilemedi. Ardından 1989’da Beyoğlu belediye başkan adayı oldu. Seçim akşamı, “Oylarım çalındı” gerekçesiyle İlçe Seçim Kurulu’na itiraz etti. İtirazı reddedilince, İlçe Seçim Kurulu Başkanı hâkim ile tartıştı. Hâkime hakaret suçlamasıyla cezaevine girdi. Şevket Kazan’ın bir hafta sonra devreye girmesi üzerine cezası para cezasına çevrildi. “Sandık güvenliği” kavgası, kulağına küpe oldu ve bundan sonra “sandıklara sahip çıkma” konusunda özel teknikler geliştirdi.

MAZBATASINI DEVRETTİ1989 seçimlerinden Refah Partisi 2. parti olarak çıktı. 1991 yılında tekrar milletvekili adayı oldu ve parti barajı geçince milletvekili oldu ve mazbatasını da aldı. Ancak tercihli oy sistemi nedeniyle itiraz üzerine oyların yeniden sayılmasının ardından mazbatayı aynı partiden Mustafa Baş’a devretti.

27 Mart 1994 seçimlerine kadar İstanbul İl Başkanlığı görevini sürdüren Erdoğan, başta dönemin İstanbul RP’deki önemli ismi Feyzullah Kıyıklık’ın Erbakan ile kavga ederek, “Erdoğan aday olmaz ise teşkilat başka adayın arkasında çalışmaz” resti üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterildi. Seçimi kazanıp İstanbul’un çöp, su ve ulaşım sorunlarına karşı geliştirdiği projelerle dikkatleri üzerine çekti.

4 AY HAPİS YATTI12 Aralık 1997’de eşinin memleketi Siirt’te Ziya Gökalp’in “Minareler süngü, kubbeler miğfer / Camiler kışlamız, mü’minler asker / Bu ilahi ordu dinimi bekler / Allahu Ekber, Allahu Ekber” dizelerini okuyunca, “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçlamasıyla açılan dava sonucunda bir yıl hapse ve 860 milyon Türk Lirası para cezasına çarptırıldı. Mahkeme cezayı 4 ay hapise ve 176 milyonTürk Lirası’na düşürdü. Erdoğan, Pınarhisar Cezaevi’nde 4 ay kaldıktan sonra 24 Temmuz 1999 tarihinde çıktı.
Fazilet Partisi’nin Anayasa Mahkemesi tarafından daimi kapatılmasının ardından, bağımsız kalan milletvekilleri, yeni parti kurma çalışmalarını “gelenekçiler” ve “yenilikçiler” olarak adlandırılan iki kanattan sürdürdü. “Milli Görüş”çü olarak adlandırılan kanat, Recai Kutan’ın Genel Başkanlığı’nda 20 Temmuz 2001’de Saadet Partisi’ni kurarken, “değişimci” kanat da, Erdoğan liderliğinde 14 Ağustos 2001’de, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurdu. Değişimci kanat, 14 ay sonra yapılan 3 Kasım 2002’de yüzde 34.29 ile birinci parti olarak hükümet kurdu.
YSK KABUL ETMEDİ AMA…YSK, 3 Kasım seçimlerinde, seçilme yasağı devam ettiği gerekçesiyle Erdoğan’ın milletvekili adaylığını kabul etmedi. AK Parti Hükümeti’ni Abdullah Gül kurdu. Bu süreçte CHP’nin desteğiyle yapılan yasal değişiklik Erdoğan’ın seçilmesinin önündeki engeli kaldırdı.

Siirt’te 6 köyün oy kullanmadığı gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine 2003 Mart’ında Siirt’te seçimler yenilenirken milletvekilliğine adaylığını koyup 14 Mart 2003’te Başbakan oldu.
AK Parti iktidarı, en büyük sarsıntıyı Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtiremediği günlerde Genelkurmay’dan gelen bir gece yarısı bildirisiyle yaşadı. Literatüre e-muhtıra olarak giren bildiri karşısında, “TSK hükümete bağlıdır” yanıtıyla, oy patlaması yaptı. 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 47 oya ulaştı.
İŞTE SİYASİ ZAFERLERİ

* 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu

.* 2002’de AK Parti’yi yüzde 34 oyla iktidara taşıdı.

* 2004’te belediye seçimlerinden yüzde 41.7’lik oyla çıkarak Türkiye genelinde ağırlıklı olarak belediyelerde de iktidar oldu.

* 22 Temmuz 2007’de yüzde 47 oy alarak ikinci kez iktidar oldu

.* 2008’de Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesine ilişkin referandumu halka götürdü. Referandumdan yüzde 69.12 galip çıktı.

* 29 Mart 2009’da yapılan yerel seçimlerde yüzde 38.6 ile yine galip çıktı.

* 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu’ndan da yüzde 58’lik oyla galip çıktı.

Kilicdaroglu’nun oyu !!!

Degerli Arkadaslar,

Istanbul belediye baskani adayi olmak icin Istanbulda adres gostermesi lazim, oturmadigi bir adresi gosteriyor, ancak Genel baskan ve yardimcilari arasinda oyle diyalogsuzluk varki !!

1. Polis gidiyor, bir kisinin bir kac yerde oy kullanabildigi donemleri bildigi icin , o secmen orada oturuyormu diye denetliyor, evde oturanlar burada oturmuyor diyor,
2. Tekrar gidiyor ayni islem sonrasinda secim sandiklarina bilgi veriyor.
3. Ucuncu gaf internete gecilmis bir ortamda parti genel baskani ve ekibi sanal ortamdan uzaklar , bu hatada bize onu gosteriyor.
4. Genel baskanin yaninda bunu onun yerine yapacak guvenilir kadrosu’nun olmadigini gosteriyor..
5. Parti icinde isler otokontrol mekanizmalarina baglanmamis..

Genel Baskan ve yeni ekibi henuz olaya tam hakim olamamis… Bunlardan dogru ders cikartabilecek CHP bir oy kaybetmis olsada, eksikliklerini gorup , gerekli dersleri cikartip ilerdeki donemler icin buyuk avantajlar saglayacaktir..

Tum bunlar bize neden AKP bu ulkede bu kadar iyi oy alabiliyor onu gostermesi acisindan cok anlamli bir mesajdir..

AKP organize , siyasi hayatlarinda baslarina gelmedik kalmamis, yonetim, organizasyon, finans sorunlarinin icinde kalmislar, gun gelmis bu dusunceyi savunan insanlari kulagindan tuttuklari gibi hapise atmislar, gun gelmis mahkemeler bir kac kere partilerini kapatmis o yuzden her seye o kadar organizelerki , bize oy kullandirmazlar, oyumuzu saymazlar, bizi sandiga bile almazlar diye tedbirliler, yaptiklari islerdede ayni sekilde tedbirliler.. Diger tarafta yargiyi , askeri, medyayi, bankayi, denetimi arkasina almis bir parti var , bunlar zengin cocugu digeri mahalle cocugu , biri mirasyedi digeri , herseyi kendi tirnaklari ile kazimis cocuk, arada bu kadar fark olsun …

Atlantigin otesinde bakinca durum boyle gozukuyor…

Kemal kilicdaroglu son yilllarda Turk siyaset hayatina gelmis en durust , en efendi ve turk siyasetinin , turk sermaye piyasalarinin ve sokagin istedigi saydamligi saglayabilecek en basarili insanlardan biri ama durustluk , efendilik , iyi hatip olmak, iyi politikaci olmak tek basina yeterli degil, karsinda mahalle cocugu var ve satrancta dorduncu hamleye gore hareket eden bir lider ve bir parti var… Sn, Erdogan kendini o kadar yenilediki , dunya’da en etkin kisiler arasinda yer alan onemli bir lider oldu…..

Secim sonrasinda sn, Basbakanimiz mukemmel konustu,sn, Kilicdaroglu gayet sakindi.. Ilerde bu yaris daha guzel gececege benziyor..

Bir daha artik halkin onune bu sandigi koymadan , yepyeni bir anayasanin mecliste yapilarak , Avrupa birligine kesin uyeligin yolunun acilmasini bekliyoruz..

Mahalle cocugu secimleri kazandikca rahatliyor, dunyanin en medeni,en efendi ve en sportmen insani oluyor.. Insanlar onu gun gectikce daha cok begeniyor ve daha cok takdir ediyor..

Basbakanimizdan “Allahin sesine kulak vermesini rica ediyorum…”” Tarafli yargi dolayisiyla , Belediye baskanliginin elinden alindigini, hurriyetinden oldugunu dusunup, baskalarinin basina bunlarin gelmemesi icin elinde bu yetkiler varken onlari
Dogru ve guvenli yargilamanin alt yapisi olan Hukuk egitim kalitesinden baslamak uzere, yargi reformu yapip, Tarafli yargiclarimizi mal beyanlari veya yeterlilik imtihanlari yaparak asli isleri olan siyasete yonlendirerek , diger yargiclarimizada bagimsizligini saglayip,ulkede adaletin onundeki engelleri kaldirmasini butun gonlumle diliyorum..

Bagimsiz ve ehil yargi herkese lazimdir, ozelliklede yarin muhalefete dusecek siyasetcilere o yuzden Dun tarihi bir gundu, Derebey Yargiclarin devri kapandi, Tarafli yargic donemi kapandi, ama bagimsizlik gelmedi, yanli yargic, tarafli yargictan daha zararlidir, bizim beklentimiz , bagimsiz ve ehil yargici saglayacak yargi reformudur…!!

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

SEKER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN…!!

Çok eskide kaldı el öpmeler, kenarı dantelli mendiller içinde şekerler,buyuk bir merakla beklenen bayram harçlıkları…

Postacının getirdiği, uzaktaki dostların bayramı kutlayan bayram kartları…

Buyukler bayramlarda kucukler gelsin diye beklerler, bir haftalik hazirliklar ile baklavalar acilir, ozel yemekler hazirlanirdi, sonrasinda buyukler hic haber vermeden tatile cikmaya basladilar./.

Yıllarca sadece seyahate gidenler tesadüfen karşılaştılarsa kutladılar 
birbirlerinin bayramlarını. 


Artık bayramlar sadece birer “fırsat” oldu, yorgun bedenlerin dinlenmesi için… 
 
Ve bir gün sanal alemle tanıştık ve yeniden hatırladık bayramlaşmanın keyfini… 
 
Kenarı dantelli mendiller, parlak kağıda sarılı şekerler, bayram harçlıkları yoktu belki ama bir küçük haber vardı dostlardan; 
uzun süredir karşılaşmadığın, hala aynı adreste olup olmadığını bilmediğin… 
 
Olsun…Sanal da olsa hatırlandığını, unutulmadığını öğrendiğin..

…Ve eski, tek yaprak bayram kartlarında yazıldığı gibi:

Şeker Bayramınız Kutlu Olsun…

Mujdat guler
121 S. Orange ave. # 1230
Orlando FL 32801
[407]412-9209 PBX
1.888.297-7176
mg@novagroupusa.com
www.novagroupusa.com

BİR YAHUDİ TÜRK OLABİLİR Mİ?

BİR YAHUDİ TÜRK OLABİLİR Mİ?
Rafael Sadi

Türk ve Türkiyeli kavramlarının ortalıkta dolaşması kesinlikle gizli bir bölücülük. İlginç ve güzel bir mozaik olan Türkiye’nin yapısını kökünden sarsmaya dengeleri alt üst etmeye sebebiyet verebilecek bir durumla karşı karşıyayız gibi geliyor bana.
Ben ecdadı 1492 yılında İspanya’daki engizisyondan kaçıp Osmanlı Türkiyesince kucak açılmış ve kabul edilmiş, Yahudi dinine mensup bir Türk vatandaşıyım.
1955 yılında doğup 1961 yılında ilkokul 1.sınıfına girdiğim günden itibaren “Türküm doğruyum çalışkanım” tümceleri ile beynime benim Türk olduğum kazıldı.
Bayrağım ve Milli Marşımın ne olduğu öğretildi ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kurucusu Atatürk’ün söylediği “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü okul duvarında, kitabında ve her türlü malzemenin üzerinde öğrenerek bilinçlendirilerek büyüdüm.
Şimdilerde birileri kalkacak ve bana “yok kardeşim sen Oğuz ve Kayı boylarından, Orta Asya’dan gelmediğin için Türk değil Türkiyelisin” diyecek ve ben de “ha peki haklısınız diyeceğim”.
Hadi canım sen de…
Ne olacak benim 50 yıllık eğitimim, öğrenimim. Ne olacak 32 yaşına gelmiş oğluma, 29 yaşına gelmiş kızıma verdiğim Türk eğitimi kimliği, şimdi kalkıp kendilerine „kusura bakmayın çocuklar ,biz Türk değilmişiz, sadeceTürkiyeliymisiz“ mi diyeceğim?
Bunun adına milleti bölmek, halkı parçalamak denmez mi? Kimse bana üstkimlik, alt kimlik hikayeleri anlatmasın. Her birimiz bu ülkede ne olduğumuzu biliyoruz. Dinlerimiz, ırksal veya yöresel farklılıklarımız olabilir ve bu hiç bir zaman bizleri rahatsız etmedi. Şimdi ne oldu da birden bire azınlık sayılacakmışım? Benim atalarım kendilerine özel haklar verebilecek azınlık statüsünü Lozan anlaşmasında bile kabul etmemişler. “Biz Türk vatandaşıyız” deyip azınlık haklarını red etmişlerdir.
Lütfen dikkat edelim. Birileri Türkiye ile oynamak istiyor. Yarın öbür gün bakacaklar ve “eee bakın sizin tamamınız Türk değilmiş. 70 milyon Türk’ten şu kadarı Kürt, şu kadarı Alevi, şu kadarı Süryani, şu kadar Keldani, bu kadarı Laz, öbürleri Yahudi, bilmem ne kadar Ermeni, kala kala 1 milyon Türk kaldı. Bu kadar Türk için de bu kadar 777 bin kilometre kare arazi fazla. Gelin şunu efendi efendi paylaşın“ diyecekler. Ne olacak o zaman ?
Gözümüzü 4 değil 24 açsak yetmez, bu iş yanık kokuyor.
Sizi bilmem, bana Türk değil de Türkiyeli denmesi beni rahatsız eder.

Rafael Sadi

13 Eylul gunu , Turkiye’de ne olacaktir….!!!

Degerli Arkadaslar

Referandumda Evet veya hayir cikmasi bu ulkenin onunu kapatmayacak, bu ulkeye en buyuk zarar insanlari evet veya hayir diye ikiye ayirmak diye dusunenler bu insanlarin isterlerse tek vucut olarak nasil birlesebileceklerini gostermesi acisindan yararli olacaktir..

Iktidar hayir ciktiginda ulkenin sonunun gelebilecegini, Muhalefet evet cikarsa , Diktatorluge donulecegini, yarginin iktidarin idaresine gecegini belirtiyor..

Bunlarin hic biri olmayacak ve 13 eylul gunu ne cikarsa ciksin, Partilerimiz ve halkimiz tek bir ses olarak bir araya geleceklerdir..
Cunku hepsinin ortak hedefi sivil bir anayasa yapmak, demokrasiyi gelistirmek , yargi ve denetimi bagimsiz yapmak olduguna gore hedeflerin ortak oldugu yerde anlasmalar kacinilmazdir..

Demokrasiye gecmek icin uc sorunumuz var..

1. Siyasi partilerimiz bagimsiz degil ..

2. Yargimiz hem ehil degil, hemde siyasilere bagimli .

3. Dokunulmazliklar, saydamlikla ilgili radikal degisiklikler.

Buradaki asil risk, mevcut Demokratik diktatorlugun sona erdirilmesi ile ilgili yapilmasi gereken uc adet degisikligin yapilmamis olmasidir..

Artan butce aciklari, issizlik, ihracatin azalmasi, yabanci sermayenin azalmasi bunlar kotuye giden isaretlerdir, o yuzden anlasacagiz, baska caremiz yok .

Meydanlardaki kavgalari bir tarafa birakip 13 Eylulde karar ne cikarsa ciksin birlesip ulkenin arzuladigi Demokratik anayasayi yapip, ulkenin arzu ettigi radikal reformlari yerine getirip, bizi dunya devleri arasinda 16 inci olmaktan cikartip, ilk 10 arasina girecek eylemleri yerine getirecektir..

Ben sahsen hem halkima hemde siyasi partilerimize guveniyorum, 13 Eylul gunu karar ne cikarsa ciksin, tek bir vucut olarak onumuze bakip, 5 aydir cok sey kaybettik diyerek yeni ufuklara yol alacaklardir..

Sevgi, saygi ve selam ile

Mujdat guler

Turk Ticaret merkezleri ve Turkiye evleri projeleri !!!

Degerli Arkadaslar

Liseyi 68 lerde Beyoglunda okudum, sinifta musluman orani % 33 idi, digerleri ermeni, yahudi ve rum kokenli Turk vatandaslari idi !!

Beyoglunda can seslerinden gecilmezdi, kendi kendimize sormamiz gereken sorular var !!!

1. Neden bu ulkede simdi % 99.9 musluman insan var.. ?
2. Laikligin oldugu yerde muslumanligi finanse eden diyanet isleri olurmu ?
3. Evren doneminde tum ermenilerin vakif mallarina el konuldu ve hala onlari neden birakmiyoruz?
4. Neden Insanlari 6-7 eylul, varlik vergileri ve mahalle baskilari ile ulkelerinden kacirdik ?

Turkler disarda organize olacaksa, bulunduklari ulke ile daha iyi iliskiler icinde olup o ulke vatandasi olarak, siyasette, ticarette, sanatta ve bilim hayatinda onemli yerlere geleceklerse bunun yolu
a. Ticaret’te “Turk ticaret merkezleri’den
b. Tanitim ve lobicilik ise “Turkiye evlerinden” gectigini dusunuyorum…

Benim dusundugum turkiye evleri karsit lobi faaliyetlerine gerek kalmadan , Kokleri Turkiye’ye dayanan  Rum -Ermeni ve Yahudi vatandaslarini ve onlarin  lobilerini bile agirlayabilecek , dostlugumuzu ve misafirperverligimiz ile ulkemizin turistik ve tarihi degerlerini anlatan hosgoru merkezleri olarak planlanacak..

Istanbul ve turkiye sevgisi etrafinda insanlari birlestirelim  , goreceksiniz her gittigimiz ulkede turkiye evleri , Mevlananin bize biraktigi kim olursan ol gene gel dusturu ile kardesligi getiren , positif enerji dagitan , bir kahvenin kirk yil hatri olan kultur, turizm ve ulkenin tanitildigi  yerler olacaktir..

Oralarda sohbetler ederek, kaynasmaliyiz, dostlugun gelistigi yerde insanlar Turkiye’ye korkmadan gelir, Turkiyede yatirim yapar, ticaret yapar,gayrimenkul alir , ticaret yapmak isteyenler o ulkedeki “Turk ticaret merkezlerine giderek , yurt disindaki Turk ticaret merkezlerinin daimi musterileri olur..
Buralarda bazi odalari Turk invest’e yani turkiyeye yatirim yapacaklara tanitim icin, bazilarini saglik turizmi icin, bazi odalari Turk tanitim vakfi icin tahsis edebiliriz.. Bu evler ayni zamanda DEIK ve TOBB icin ideal bir tanitim merkezleridir..

Amerika’da su anda uygulanan  Turk Kultur merkezleri , Hizmet harekatinin evleri ve ulkemizi temsil eden yerler gibi algilanmasi , Tuskon ve turk okullarinin buralardan beslenmesi ile hem ulkemiz tanitilmakta, hem Hizmet hareketi cok ilerlemekte hemde dis ticarette buyuk hamleler yapmaktadir ama bu isi Turkiyenin yapmasi lazim , hizmet harekati boslugu dolduruyor , devletin bu konuda hizli hareket etmesi buralarin, turk ticaret ateseligi ve ayni zamanda gecici konsolsluk hizmetlerinde birer lojistik merkez gibi kullanilmasi cok yararli olacaktir, Turk kultur merkezlerin  bu goruslerimin tamamen disinda hareket eden yapilanmalar ve cok iyi planlanmis oldugundan o hareketin gelismesini saglayan onemli bir ayak tabiki, bizim gayemiz, dar goruslerle hareket etmek, bir kesime yararli olmak yerine, ulke menfaatlerini on plana alan ve her gorus ve dusunceden insanin toplandigi yerler olmasini arzu ediyoruz, siyasetin hakim olmadigi , siyasetciler degissede hic degismeyecek bir yapilanmanin yapilmasi ulkeye cok katki saglar, ama biz henuz bunu yapabilecek seviyedemiyiz, iste orasi biraz supheli…!!

Dis ticaret aciginin artmasi, ekonomik krizler, eldeki gayrimenkul stoklari Turkiye evleri ve Turk ticaret merkezleri projelerinin gundeme getirilmesini mecburiyet haline getiriyor , tabiki bunu yapabilecek kamu oyu , siyasi irade ve Ticaret dernekleri varmi ? Onu zaman gosterecek…!!

Sevgi,saygi ve selam ile

Mujdat Guler

Orlando FL
guler1@aol.com